İklim yasası, kâğıt üzerinde çevreyi koruma amacı taşıyan bir yasal düzenleme gibi görünse de, gerçekte küresel sermaye yapılarının ve ideolojik odakların dayattığı bir baskı aracıdır. Bu yasa, ne çevreyi gerçekten korumakta ne de toplumun faydasını gözetmektedir. Aksine, ekonomik bağımsızlığı zedeleyen, milli egemenliği hiçe sayan ve sosyal adaleti derinleştiren bir sürecin meşrulaştırılmasıdır.
Unutma: bazı takıntılar senin değil, toplumun içine işlediği sessiz emirlerdir. Onları anlamak, sadece psikolojik değil sosyolojik bir uyanıştır da.
Birlikte “anlam” üretin: Sadece görev paylaşmak değil, birlikte anlam üretmek ilişkideki aşkı besler. Ortak hedefler, ortak değerler ve birlikte kurulan hayaller, aşkı derinleştirir. Evliliğin sorumluluğu ile eşe duyulan aşk bazen karşı karşıya gelebilir. Ancak bu çakışma, doğru yönetildiğinde bir rekabet değil, bir iş birliğine dönüşebilir.
Sosyologlar Topluma Dair Görüşlerini Yayın Fırsatını Buluyor