Sosyolog Dergisi Bir DUSODER Yayınıdır

Kapatmak için ESC Tuşuna Basın

Evet, Yanlış Duymadın: Takıntıların Sosyolojik Altyapısı Var

Evet, Yanlış Duymadın: Takıntıların Sosyolojik Altyapısı Var  

   

Takıntılar genellikle bireyin iç dünyasına, psikolojisine ait bir sorun olarak değerlendirilir. Obsesif düşünceler, kompulsif davranışlar ya da sürekli aynı şeye odaklanma hali… Ancak bu durumu sadece bireysel düzeyde ele almak yeterli değil. Çünkü insan, boşlukta yaşayan bir varlık değildir. Aileden kültüre, sınıf yapısından toplumsal beklentilere kadar birçok dış etken bireyin düşünme, hissetme ve davranma biçimini şekillendirir. Yani evet, yanlış duymadınız: takıntıların sosyolojik bir altyapısı vardır( Durmuş, C. ve Cömert,T.I . 2023:16).  

   

Modern toplumda birey, sürekli bir “yetişme”, “yetiştirme” ve “yetişilme” hali içerisindedir. Tüketim toplumu bizden sürekli daha iyi olmamızı ister: daha zayıf, daha verimli, daha başarılı, daha üretken… Bu “mükemmeliyet” baskısı, bireyin iç dünyasında bir yetersizlik duygusu doğurur. Sonuç? Takıntı.  

Örneğin, “temizlik takıntısı”nı ele alalım. Sadece mikroplardan korkmakla açıklanamaz. Özellikle kadınlar üzerinde tarihsel olarak inşa edilen “temiz, düzenli, tertipli olma” baskısı, bu tür obsesyonların sosyolojik zemininin en çarpıcı örneğidir. Toplum, kadına “temizliğin koruyucusu” rolünü biçtikçe, bu rol zamanla bireysel bir sorumluluktan psikolojik bir baskıya dönüşebilir( Durmuş, C. ve Cömert,T.I . 2023:17).  

   

Bir diğer örnek: başarı takıntısı. Rekabetçi eğitim sistemi, kariyer odaklı yaşam biçimi ve “başarının insanın değeriyle eşdeğer olduğu” inancı, bireyi kendini sürekli kıyaslamaya iter. Bu da başarısızlık korkusunu besler, risk almaktan kaçınmaya neden olur. Zamanla kişi, “başarısız olmamalıyım” düşüncesine saplanır takıntı şekline gelir.  

Sosyolojik olarak baktığımızda, takıntılar bireyin değil, sistemin de “ ürettikleri”dir . Toplumsal cinsiyet rolleri, sınıfsal ayrımlar, kültürel beklentiler, dinî normlar… Bunların her biri bireyin takıntı geliştirme potansiyelini etkileyebilir( Mısırlı, M. ve Kaynak, K. G. 2023:549).  

   

 

Takıntıların yalnızca “zihinsel bozukluklar” olarak görülmesi, konunun toplumsal boyutunu göz ardı eder. Oysa birçok takıntı, kişinin toplumsal rollerine, içinde yaşadığı kültürel normlara ve maruz kaldığı kolektif baskılara verdiği bir tepkidir( Mısırlı, M. ve Kaynak, K. G. 2023:549).  

 Peki ne yapılmalı:  

Toplumsal farkındalık geliştirilmeli: Takıntılar sadece kişisel değil, toplumsal baskının da ürünüdür. Bu nedenle, toplum olarak mükemmeliyet, temizlik, başarı gibi kavramları yeniden sorgulamalı; bireyi değil, sistemi konuşmalıyız.  

Kendi sosyolojik geçmişinizi inceleyin: Takıntılarınız nereden geliyor olabilir? Ailenizden mi, kültürel kodlardan mı, toplumun size dayattığı rolden mi? Bu soruların cevabı, içsel yükleri azaltabilir.  

Profesyonel destek alın ama sosyal bağlam unutulmasın: Psikolojik destek sürecinde, sadece bireysel değil sosyokültürel dinamikler de değerlendirilmelidir. Danışmanlıkta bu yaklaşım, hem sorunu hem de kökenini ele almayı sağlar( Çetin, H. ve Arslan, K. 2023:373).  

Toplumsal cinsiyet kalıplarını kırmak önemli bir adım olabilir: Özellikle temizlik, düzen, kontrol gibi takıntılar, kadınlara veya belli yaş gruplarına dayatılan rollerle doğrudan ilişkilidir. Bu kalıpları sorgulamak özgürleştiricidir.  

Her takıntı, bireyin içsel dünyasında bir çatışmanın işareti olabilir. Ama çoğu zaman o çatışmanın kökü dış dünyada, yani toplumun beklentilerinde saklıdır. Bu yüzden takıntılarımızla yüzleşirken sadece “neden böyle hissediyorum?” diye değil, aynı zamanda “toplum bana nasıl bir rol biçti de böyle hissetmeye başladım?” diye de sormalıyız (Çetin, H. ve Arslan, K. 2023:374).  

 

Unutma: bazı takıntılar senin değil, toplumun içine işlediği sessiz emirlerdir. Onları anlamak, sadece psikolojik değil sosyolojik bir uyanıştır da.  

 

Kaynakça  

Durmuş, C. ve Cömert, T. I. (2023), Romantik İlişkilerde Obsesif Kompulsif Davranışlar ve Mükemmeliyetçi Tutumlar: Bir Derleme Çalışması, Aydın İnsan ve Toplum Dergisi, ss (1-26)  

Mısırlı, M. ve Kaynak, K.G. (2023), Romantik İlişki İçerikli Obsesif Kompulsif Bozukluk: Sistematik Derleme, Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, ss (550-561)  

Çetin, H.ve Arslan, K. (2023), Romanti̇k İli̇şki̇lerde Bağimlilik Düzeyi̇ne Etki̇ Eden Faktörleri̇n İncelenmesi, Kırıkkale Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dergisi, ss (367-376)  

Şennur Ergin

Bir sosyolog olarak, akademiden sokağa uzanan yolun nasıl örüldüğünü anlatmak; asıl malzemenin sokakta, hayatın içinde olduğunu göstermek istiyorum. Biz sosyologlar, toplumu en derin şekilde analiz edebilen, sorunlara çözüm önerileri sunabilen ve güçlü bir öngörü yetisine sahip insanlarız Simmel’ın dediği gibi, “gözler sosyolojik imalar taşır.”

Dergiler