Aşk hâlâ var. İnsanlar hâlâ seviyor, bağ kuruyor, birlikte yaşlanmak istiyor. Ancak günümüz ilişkileri, artık sadece kalpten değil, cebin durumundan da geçiyor. Bu noktada toplumsal yapıyı yeniden düşünmek, evlilik ve ilişki kavramlarını dönüştürmek kaçınılmaz hale geliyor.
“Çalışmak istedim, sistem uygun görmedi” diyen milyonlarca birey, aslında bu sistemin dönüşümü için bir işaret fişeğidir. İşsizlikle mücadele etmek, sadece istihdam yaratmak değil; bireyin çabasını anlamlı ve değerli kılacak insani ve adil bir toplumsal yapı inşa etmekle mümkündür.
Unutulmamalıdır ki, mesleği elinden alınan bir birey, yalnızca gelirini değil; kendisini, benliği, değerini kaybeder. Biz sosyologlara ve aile danışmanlarına düşen görev ise bu kaybı görünür kılmak ve o bireyin yeniden umutla bağ kurabileceği yolları açmaktır tekrar benliğini inşa edip eyleme geçmesi için disiplin ve planlar, projeler sunmaktır.
Bu makalemizde modern dünyada kimlik ve anlam arayışı konularını anlatacağız. Ayrıca akışkan moderniteden değişimin birey üzerindeki etkilerinden de bahsedeceğiz.
TOPLUMSAL DİNAMİZM-BAVULA KONULAN HAYATLAR / ZAFER CEBECİ (Sosyolog Dergisi Dijital- Haziran 2021 )
Maddesel ya da olgusal bağımlılıklar her zaman birbirini besler. Birinden vazgeçerek, diğerine yanaşmak asla güvenli bir liman değildir. Masa ve torbacılar her zaman kazanır!
Modern Toplumsal Bilimlerin Öncü İsmi İbn-i Haldun