Gizlenen Acı: Aile İçi Bağımlılığın Kararttığı Hayatlar
Yazar: Şennur Ergin
Bağımlılık, sadece bireyi değil, tüm aileyi etkileyen bir sorun olarak karşımıza çıkar. Alkol, uyuşturucu, sigara ya da teknoloji bağımlılığı, aile içindeki iletişimi zayıflatır ve güven ortamını bozar. Çocuklar ve eşler, bağımlılıkla mücadele eden bireyin davranışlarından doğrudan etkilenir. Çoğu zaman bağımlılık inkar edilir veya gizlenir, bu da müdahaleyi zorlaştırır.
Bağımlılık, aile içindeki rollerin dengesini değiştirir. Ebeveynlerden biri bağımlı olduğunda, diğer ebeveyn veya çocuklar aşırı sorumluluk yüklenebilir, bu da psikolojik stres yaratır. İletişim kopukluğu, öfke patlamaları ve duygusal kopukluk sık görülür. Çocuklar açısından güvenli bağlanma zedelenir ve sosyal ilişkilerinde sorunlar yaşanabilir( Topal, N. Odacı, H. ve Özer, Ş. 2023:603).
Çözüm, erken farkındalık ve profesyonel destekle başlar. Psikologlar ve bağımlılık danışmanları, aileyi sürece dahil ederek sorunları görünür kılar. Aile danışmanlığı da bu süreçte iletişimi güçlendirir, destek gruplarına dayanışma sağlar. Eğitim programları, bağımlılığın belirtilerini tanımaya ve uygun yardım yollarını bilmeye yardımcı olur.
Bu sorunu yaşayan kişiler ne yapabilir peki?
Kendinizi suçlamayın, bağımlılık tek başına çözülecek bir sorun değildir.
Profesyonel destek arayın: Psikolog, psikiyatrist veya bağımlılık danışmanlarıyla iletişime geçin. Kalan diğer üyeler içinde aile danışmanıyla birlikte iş birliği şeklinde yürütün.
Aile ve arkadaşlardan destek isteyin; yalnız kalmak durumu zorlaştırır.
Bağımlılıkla ilgili eğitim ve rehber kitaplar, farkındalık kazanmanıza yardımcı olabilir.
Destek gruplarına katılın; benzer deneyim yaşayan kişilerle dayanışma kurmak motivasyonu artırır( Topal, N. Odacı, H. ve Özer, Ş. 2023:623).
Bakılmak Değil, Görülmek: Çocukta İhmalin Tanınmayan Gerçeği
İhmal, çocuğun temel ihtiyaçlarının karşılanmaması, ilgisizlik veya duygusal desteğin eksikliği olarak tanımlanır. Fiziksel bir zarar görünmese de, ihmal çocuğun gelişimini ve ruh sağlığını derinden etkiler. Çocukta özgüven eksikliği, sosyal uyum sorunları ve öğrenme güçlükleri gibi sorunlara yol açabilir( Koç, F. ve Paslı, F. 2020:100).
İhmal edilen çocuklar, sevilmediklerini ve değersiz olduklarını hissedebilir. Bu durum, güven duygusunun zedelenmesine ve sağlıklı bağlanma geliştirememenin sonucunda ilerleyen yaşlarda duygusal ve davranışsal problemlere yol açabilir. Aile içinde aşırı stres, ekonomik zorluklar veya ebeveynlerin bilgi eksikliği ihmalin temel nedenleri arasında yer alır. İhmal çoğunlukla fark edilmez veya göz ardı edilir, bu da müdahale şansını azaltır.
İhmalin önlenmesi için ailelere destek sağlanması ve ebeveynlik becerilerinin güçlendirilmesi gerekir. Sosyal hizmetlerin devreye girmesi, ihmal riski taşıyan çocukların korunması açısından hayati önem taşır. Toplum olarak çocukların hakları konusunda farkındalık artırılmalı, erken uyarı sistemleri oluşturulmalıdır (Koç, F. ve Paslı, F. 2020:101).
Bu sorunu yaşayan kişiler ne yapabilir peki?
İhmal yaşadığınızı düşünüyorsanız, güvendiğiniz bir yetişkin veya öğretmenle durumu paylaşın.
Okul, sağlık kurumları veya sosyal hizmetlerle iletişime geçerek yardım talep edin.
Ailenizde ekonomik veya sosyal destek gerektiğinde yerel sosyal hizmetlerden destek isteyin.
Kendinizi suçlamayın; ihmal, sizin hatanız değildir ve yardım almak hakkınızdır.
Psikolojik destek alarak duygusal yaralarınızı iyileştirebilirsiniz (Koç, F. ve Paslı, F. 2020:115).
İstismarın Ötesi: Güvensizlikle Büyüyen Nesiller
İstismar, fiziksel, cinsel veya duygusal şekilde ortaya çıkabilir ve mağdurlar üzerinde kalıcı travmalar bırakabilir. İstismara uğrayanlar genellikle suçluluk, utanç veya korku duyguları ile sessiz kalırlar. Toplumdaki tabu ve cezasızlık durumu daha da zorlaştırır.
İstismar, mağdurun kendine olan güvenini zedeler ve sosyal ilişkilerinde sorunlar yaratır. Çocuklukta yaşanan istismar, yetişkinlikte psikolojik rahatsızlıklar ve davranış problemlerine yol açabilir. İstismarın üzeri örtüldüğünde veya mağdur desteklenmediğinde, bu travmalar derinleşir ve nesilden nesile aktarılabilir. Toplumsal bilinçlenme ve etkin yasal düzenlemeler bu sorunla mücadelede kritik rol oynar( Aktay, M. 2020:170).
İstismarın önlenmesi ve mağdurların desteklenmesi için kapsamlı eğitim programları, yasal düzenlemeler ve psikolojik müdahaleler gereklidir. Güvenli alanlar oluşturmak, mağdurların kendilerini ifade etmelerini sağlar. Toplumda tabuların yıkılması ve ihbar mekanizmalarının etkin kullanılması istismarın önüne geçebilir (Aktay, M. 2020:172).
Bu sorunu yaşayan kişiler ne yapabilir peki?
İstismara uğradığınızı düşünüyorsanız, güvendiğiniz bir yetişkin veya kurumla hemen iletişime geçin.
Sessiz kalmak yerine yardım istemekten çekinmeyin; bu sizin hakkınızdır.
Sağlık ve psikolojik destek alın; travmayla başa çıkmak için profesyonellerden yardım almak önemlidir.
Hukuki süreçlerde destek almak için ilgili kurumlara başvurun.
Eğer mümkünse, yaşadığınız durumu belgeleyin ve kanıtları saklayın( Aktay, M. 2020:180).
Ailede Güvenin Çöküşü: Ev İçi Şiddetin Yapısal ve Toplumsal Boyutları
Ev içi şiddet, fiziksel olduğu kadar psikolojik ve ekonomik boyutlarıyla da aileyi derinden etkiler. Mağdurlar çoğu zaman utanç, korku veya sosyal baskı nedeniyle yardım aramaz. Çocuklar ise bu durumdan doğrudan veya dolaylı olarak travma yaşayabilir.
Şiddet, ailede güven duygusunu zedeler ve iletişimi koparır. Psikolojik şiddet, özgüvenin kaybolmasına ve duygusal yaralanmalara yol açarken; ekonomik şiddet bireyin bağımsızlığını sınırlar. Mağdurlar çoğu zaman kendilerini suçlu hisseder veya sessiz kalmayı tercih eder. Bu döngü, şiddetin nesiller boyu devam etmesine sebep olabilir. Toplumsal farkındalık eksikliği de şiddeti görünmez kılar( Bakır, E. ve Kapucu , S. 2027:14).
Çözüm, hukuki ve psikolojik destekle başlar. Mağdurların korunması ve kriz müdahalesi, güvenli ortam oluşturur. Aile içi iletişim, öfke kontrolü ve empati eğitimleri önleyici rol oynar. Medya ve sivil toplum kuruluşları, şiddeti görünür kılarak farkındalık oluşturabilir. Ev içi şiddet yalnızca bireysel bir problem değil, toplumsal bir sorundur; çözümü, toplumun tüm katmanlarının farkındalığına bağlıdır (Bakır, E. ve Kapucu , S. 2027:15).
Bu sorunu yaşayan kişiler ne yapabilir peki?
Kendi güvenliğinizi önceliklendirin; tehlike anında acil yardım hattını arayın (ülkeye göre Alo 183/155 gibi).
Güvendiğiniz bir yakınınıza durumu açın; yalnız kalmamak önemlidir.
Hukuki destek alın; koruma kararı ve şiddet ihbar mekanizmaları hakkında bilgi edinin.
Psikolojik destek alın; travmayı yönetmek ve özgüveni güçlendirmek için terapi önemlidir.
Şiddeti belgeleyin; fotoğraf, mesaj ve kayıtlar ileride hukuki süreçte faydalı olabilir (Bakır, E. ve Kapucu , S. 2027:22).
KAYNAKÇA
Topal, N. Odacı, H. ve Özer, Ş. (2023), İnternet Bağımlılığı, Akıllı Telefon Bağımlılığı ve Psikolojik İyi Oluş: Yalnızlığın Aracı Rolü, Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 43(2), 601-639.
Koç, F. ve Paslı, F. (2020) Çocuğa Yönelik İstismar ve İhmal Olaylarının Haberdeki Temsilinin Çocuk Hakları Bağlamında İncelenmesi, Toplum ve Sosyal Hizmet Dergisi, ss (97-118)
Aktay, M. (2020), İ stismar ve İhmalin Çocuk Üzerindeki Etkileri ve Tedavisi, Gelişim ve Psikoloji Dergisi, ss (169-184)
Bakır, E. ve Kapucu , S. (2027), Çocuk İhmali ve İstismarının Türkiye’de Yapılan Araştırmalara Yansıması: Bir Literatür İncelemesi, Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Dergisi, ss (14-24)