Toprağa Hayat Veren Eller
Toprak, bereketin ve yaşamın temel simgesidir. Ancak bu bereket tek başına var olmaz. Toprağa can veren, onu sabırla işleyen, ektiğini büyüten ve hasadını toplayan ellerin hikayesidir aynı zamanda. Yüzyıllar boyu toplumun var olmasının temelini oluşturan kadınlarımız, verdikleri emekle toprağa ve insanlığa katkıda bulunarak insanlığın sürekliliğini sağlamışlardır. Bu ellerin büyük bir kısmı, çoğu zaman görünmez kalan, ancak toplumu ve aile ekonomisini ayakta tutan kadınlara aittir. Kırsal yaşamın merkezinde, tarımın en temel taşıyıcısı olarak yer alan kadınlar, sadece bir iş gücü değil, aynı zamanda toplumun geleceğini şekillendiren, toprağın bilgeliğini geçmişten günümüze aktaran birer miras taşıyıcısıdır.
Kadınların tarımdaki rolü, insanlığın avcı-toplayıcı düzenden yerleşik hayata geçişiyle başlamıştır. Henüz yerleşik düzene geçilmeden önce, topluluklar arasında bir iş bölümü bulunuyordu. Erkekler daha çok avcılıkla uğraşırken, kadınlar meyve, sebze ve bitki toplayarak ailenin beslenmesini sağlıyordu. Bu süreçte kadınlar, hangi bitkilerin zehirli, hangilerinin yenilebilir olduğunu öğrenerek toprağın dilini çözmeye başladı. Neolitik dönemde, insanların bitkilerin ekim ve hasat döngülerini keşfetmesiyle tarım devrimi yaşandı. Bu devrimde en büyük rolü oynayanların, toplayıcılık deneyimleriyle bitkileri ve toprak yapısını en iyi tanıyan kadınlar olduğu düşünülmektedir. Toprak ana kadınların üretkenliğini üretime katkı sağlaması için büyük rol vermiş oldu. Kadınlar, tohum ekimini ve toprağı işlemeyi ilk kez uygulayarak, toplulukların kalıcı köyler kurmasına ve tarımın temel geçim kaynağı haline gelmesine öncülük ettiler. Bu gelişmelerle birlikte, kadınlar sadece tohum ekmekle kalmadı, aynı zamanda hayvanların evcilleştirilmesi, gıda işleme ve depolama gibi tarımla ilişkili tüm süreçlerde aktif rol aldılar. Bu tarihi süreç, kadınların tarımı yalnızca bir iş olarak değil, aynı zamanda toplumun geleceğini şekillendiren, toprağın bilgeliğini atadan toruna aktaran bir miras olarak gördüğünü gösterir.
Kırsal yaşamın merkezinde, tarımın en temel taşıyıcısı olarak yer alan kadınlar, sadece bir iş gücü değil, aynı zamanda toplumun geleceğini şekillendiren, toprağın bilgeliğini neneden toruna aktaran birer miras taşıyıcısıdır. Bir çiftçi ailesinde büyüyenler ya da kırsal yaşamı yakından gözlemleyenler bilir: Tarım, mevsimlik bir takvimden çok, her güne yayılan bir yaşam biçimidir. Sabahın erken saatlerinden akşamın geç saatlerine kadar süren bu döngüde, kadınlar ekimden hasada, hayvanların bakımından ürünlerin işlenmesine kadar her aşamada aktif rol alırlar. Bu emek, sadece bedensel bir gayretten ibaret değildir; aynı zamanda yüzyıllardır biriktirilmiş tecrübe ve sezgiye dayanır. Hangi mahsulün ne zaman ekileceği ne kadar su verileceği, hangi bitkinin hangi toprağı sevdiği gibi bilgiler, çoğu zaman yazılı bir kaynaktan değil, anneden kıza aktarılan sözlü bir mirastır. Bu görünmez emek, aile gıda güvenliğini doğrudan etkiler. Kadınlar, ev ekonomisini yönetirken, tarladan gelen ürünleri işleyerek kışlık hazırlıklar yapar, ailenin beslenmesini garanti altına alır. Böylece hem taze ve sağlıklı gıdaya erişimi sağlarlar hem de dışarıdan gıda alma ihtiyacını azaltarak hane halkı bütçesine önemli katkılarda bulunurlar.
Kadınların tarımdaki rolü, sadece tarladaki emekle sınırlı değildir. Kırsal kesimde yaşayan birçok kadın, ürettikleri ürünlere değer katarak kendi ekonomik bağımsızlıklarını yaratır ve köyden kente uzanan köprüler kurarlar.
Örneğin, bir grup kadının geleneksel usullerle ürettiği reçelleri, kurutulmuş meyveleri veya salçaları bir kooperatif çatısı altında bir araya getirmesi, sadece yeni bir gelir kapısı açmakla kalmaz, aynı zamanda yerel ürünlerin tanınmasını sağlar, kırsal turizmi teşvik eder ve bölgenin ekonomik canlılığını artırır. Kadınların kurduğu bu kooperatifler, yalnızca ekonomik bir birleşme noktası değil, aynı zamanda bilgi paylaşımının ve dayanışmanın da merkezidir. Bu platformlar sayesinde, pazarlama stratejilerinden modern paketleme yöntemlerine kadar pek çok yeni bilgi öğrenilir ve uygulanır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) verilerine göre, dünya genelindeki tarım iş gücünün yaklaşık %43'ünü kadınlar oluşturmaktadır. Bu oran, kırsal kesimdeki kadınların global gıda sisteminin temel direği olduğunu kanıtlar niteliktedir. Onların girişimci ruhu, yerel ekonomileri canlandırmanın ve toplumsal kalkınmayı hızlandırmanın en etkili yollarından biridir.
Kırsal kalkınma sürecinde, toplumun kadınlardan beklentileri geleneksel rollerinin ötesine geçerek daha kapsayıcı bir boyut kazanmaktadır. Bugün kadınlardan, sadece tarladaki üretimi sürdürmeleri değil, aynı zamanda bu üretimi ekonomik ve sosyal bir değere dönüştürmeleri beklenmektedir. Kooperatifler aracılığıyla bir araya gelerek pazarlama ağları oluşturmaları, yerel ürünlerin markalaşmasına öncülük etmeleri ve böylece kırsal ekonomiyi canlandırmaları teşvik edilmektedir. Ayrıca, tarımda kadınların liderliğini teşvik etmek, sadece ekonomik bir hedef değil, aynı zamanda çevresel bir zorunluluktur. Günümüz tarımı, iklim değişikliği ve doğal kaynakların azalması gibi ciddi zorluklarla karşı karşıyadır. Bu süreçte, kadınların toprağa olan duyarlılığı ve sürdürülebilir yöntemlere olan yatkınlığı, çözümün anahtarı olabilir. Kadınlar, toprağın sağlığını koruyan organik tarım uygulamalarını, suyun verimli kullanılmasını sağlayan yenilikçi teknikleri ve biyolojik çeşitliliği muhafaza eden geleneksel yöntemleri daha kolay benimser ve yaygınlaştırır. Onlara eğitim, finansmana erişim ve teknoloji desteği sağlandığında, tarımsal verimlilik artar, gıda israfı azalır ve geleceğin daha dirençli gıda sistemleri inşa edilebilir. Kadın emeği, toprağın kalbi, gelecek nesillerin yaşamlarını devamlılığında büyük önem arz edecektir.
Geleceğin dünyasında, toprak ana ile kurulan güçlü bağ, kadınların bilgeliği sabrı ve emeğiyle daha bereketli, daha adil bir dünya inşa etmenin en sağlam temeli olacaktır.
Niyazi ÖZTEKİN
Sosyolog-Aile Danışmanı
Ziraat Mühendisi
Kaynakça
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO): Küresel tarım iş gücü verisi için kullanılmıştır.