Eğitim doğumdan ölüme kadar süren, aileden başlayarak okul ve sonrasında kültürel, sosyal boyutlarıyla tüm yaşamımızda birlikte olduğumuz bir kavramdır “Eğitim yaşamın ta kendisidir” de diyebiliriz. Kişinin gelişmesi, tecrübe sahibi olması ya da tekamül etmesi gibi olgular eğitimin amacıdır. Daha da açarsak, düşünce ve davranış şekillerini değiştiren, geliştiren bir süreçtir. İnsanı daha iyiye, daha güzele, daha yararlıya ulaştıran bir yaşama sanatıdır eğitim. Eğitimi bu genel yönüyle tanıdıktan sonra, çok iyi biliriz ki toplumların, ülkelerin hatta tüm dünyanın geleceği iyi ve doğru eğitilmiş nesillerle sıkı sıkıya bağlıdır. Eğitimde, öncelikle iyi ve doğru öğrenme ve öğretme ile başarıya ulaşılır. O hâlde, iyi öğrenmek ve öğretmek için, büyük bir hızla gelişen teknolojinin eğitim alanında, insanlığa en fazla faydalı olabilecek şekilde ve olabildiğince kullanılması kaçınılmaz bir şart olarak karşımıza çıkıyor. “Eğitimde Milenyum” çağına geldiğimizde 2000 yılıyla başlayan yeni bir dönemi yaşıyoruz ve bu dönemin çocukları, gençleri de bu yeni dönemin açık örnekleri olarak yepyeni bir nesli temsil ediyorlar. “İnternet Çocukları” da dediğimiz bu çocuklar, “Cep telefonu”nu, “İpod”u ve tüm ileri teknoloji araçlarını, bireysel yaşamlarının ayrılmaz bir parçası olarak kabullenmiş şekilde büyümekteler. Bilgisayar ekranlarında cep telefonlarından SMS atıyorlar ve böylesine bir hız ve karmaşa içerisinde düşünmeye zaman ayıramıyorlar. Düşünmeye zaman ayıramamak, ister istemez tembelliği de beraberinde getirdi. Bu nedenle çalışmayı da sevmez oldular. Zaten her türlü bilgi, anında cep telefonlarında ya da bilgisayar aracılığıyla avuçlarının içinde. Böylesine kolayca sahiplenmek, maalesef tatminsiz ve sadakatsiz bir insan yapısının oluşmasına da neden oluyor.
Bunu bütün dünya ülkeleri için düşünmek zorundayız. Yukarıda belirttiğim şartları göz önüne aldığımızda, eğitimin artık ne kadar zorlaştığını açıkça görüyoruz. Doğaldır ki, günün yedi ya da sekiz saatini bilgisayarın başında, cep telefonunda geçiren bir insan, zaman içinde başka insanlarla bire bir ilişki kurmakta zorlanmaya başlayacaktır. Başkalarını anlayamayacak, sevemeyecektir. Oysa ruhumuz ve beynimiz ancak başkaları ile dinlenir, huzur bulur. “İnsan insanın pasını alır,” sözünün doğruluğu gibi... İnsanın insandan kaçışı büyük bir tehlikedir. Şimdilik herkes, bu tehlikenin farkında değilmiş gibi davranıyor. Fakat yakın bir gelecekte bütün dünya az ya da çok bundan etkilenecektir. İşte bu nedenledir ki, insancıl amaç ile tüm insanların ve doğanın yararına yeni bilgileri ve donanımları kullanan yeni eğitim sistemi şarttır. Bu anlayış devamlı öğrenerek, düşünerek, sosyal yaşamda aktif rol oynayarak, dünya sorunlarında farkındalık yaratarak gerçekleşebilir. Kişisel yaratıcılığın sosyal değişime uyumu için devamlı çaba zorunludur. Genç nesiller, yaşamlarının gereği olarak, finans konularında daha akıllı davranmalı, çok kültürlü dünyayı kavramalı, doğayı koruyacak ekolojik bilgiye sahip olmalı, sosyal ortamlara kolayca uyum sağlayabilmeli, sağlıklı yaşamın gereklerini yerine getirmeli ve medyayı doğru izleme, kavrama, anlama ve doğru yorum yapma yeteneğini geliştirmelidirler. İşte bunun için yepyeni bir eğitim sistemine ve planlanmasına ihtiyacımız var. Gelecek dönemde bu sorunların çok daha ciddi boyutlara ulaşacağı kaçınılmaz görünüyor. Bu nedenle genç nesiller yani z kuşağı; 21. Yüzyıl eğitim sisteminde okullar, bilgi alınan ve yeni bilgi üreten, düşünen, yeni bilgileri yeni teknolojilerde yaşatabilen, gerekli hizmet üretim ve dağıtımında toplum yararına aktif rol oynayan, ekip çalışmasına yatkın, düşünen, araştıran, sorun yaratan değil çözen kişiler yetiştiren merkezler olarak yeniden ele alınmalıdır. Öğretmenler de, bu düzeyi ve başarıyı elde edebilecek gençleri yetiştirebilmek için, öğretme eylemini tüm açılarıyla ve çok iyi bilen uygulatan kişiler olmalıdırlar. Geleceğimizin yazgısı, günümüz çocuklarının akıl, gönül ve çalışma kapasitelerinde gizlidir. Sorgulayan, düşünen milli ve manevi değerlerine bağlı evrensel kişiliğe kavuşmuş, kavrama gücü, eğitim ve öğretim düzeyi geleceğimize yönelik gelişmiş çocuklarımızın artan oranı doğrultusunda, iyi ve güzel bir dünya bizleri bekleyecektir.
Z KUŞAĞINDA EĞİTİM
Leave a comment
Your email address will not be published. Required fields are marked *