1. Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
1979 Osmaniye Bahçe doğumluyum. Kafkas Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Mezunuyum. Sütçü İmam Üniversitesi’nde yüksek lisans yaptım. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümünden mezun oldum. Kahramanmaraş’ta ikamet ediyorum. Spor merkezinde Spor ve Wellness Koçu olarak çalışıyorum. Aile danışmanıyım. 20 yıl boyunca Türkiye Futbol Profesyonel Liglerinde futbol hakemliği yaptım. Maraton koşucusuyum. Türkiye Atletizm Master Milli Takım’ında koşuyorum. İzmir Atletizm Kulübü’nün de sporcusuyum. Yurt içinde onlarca derece yaptım. Altı kez Balkan Şampiyonu ve iki kez de Türkiye rekortmeniyim.
2. Hakemliğe nasıl başladığınızı anlatır mısınız?
Sosyal bir çocuk ve öğrenciydim. Futbol camiasından bir hocam, o tarihlerde Kahramanmaraş’ta açılan futbol hakemliği kursuna davet etti. O zamanlar henüz 16 yaşındaydım. O yaşta bile iyi bir futbol izleyicisiydim. Kursa katılıp başarıyla tamamladıktan sonra, her geçen gün yükselttiğim çıtasıyla futbol hakemliği serüvenim, 36 yaşıma kadar devam etti. Avrupa Şampiyonası, Milli Takımlar, Uluslararası Özel Turnuvalar ve Türkiye 1. 2. ve 3. profesyonel futbol liglerinde ve diğer tüm alt liglerde hakem ve yardımcı hakem olarak görev yaptım.
3. Türkiye’de hakemlikle ilgili durum nedir?
Türkiye’de hakemlik, eğitim ve testler açısından verimli düzeydedir. Süper Lig’de uygulamaya konan "Profesyonel Hakemlik Statüsü" bana göre verimlidir. Hakemler, her statüde ligde konforize edilmeye çalışılıyor. Fakat ülkemizde futbol oyunu zor. Hakemliğin zorluğu Türkiye’deki futbol kültürünün her zaman kurbanın hakem olması nedeniyle algıyı farklılaştırıyor ve tüm gözler hakemler üzerinde oluyor. Sonuçta hakem de bir futbolcu, teknik adam veya taraftar gibi tabii ki hata yapacaktır.
4. Türkiye’yi atletizm dalında temsil ettiniz. Başarılarınız nelerdir?
10 km-15 km-21 km-40 km ve üzeri yarışlara “Maraton” ve “Ultra Maraton” diyoruz. Yurt içinde bu mesafelerde onlarca derece yaptım. Milli takımda yurt dışında Avrupa Şampiyonası’nda ve Balkan Pist-Salon Şampiyonaları’nda toplamda altı kez şampiyon oldum. 3000 m Salon Türkiye rekortmeniyim. Hedefim, Dünya Şampiyonasında iyi bir sıralamada olup kendimi ve ülkemizi temsil etmektir.
5. Sporcunun beslenmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?
Süptil ve detaylı bir meseledir sporcu beslenmesi. Yapılan spor dalına göre değişiklik gösterir. Örneğin benim gibi dayanıklılık sporcularının daha kompleks ve enerjik beslenmesi gerekir. Sanılanın aksine sporcular ise daha az ölçülü beslenirler.
6. Kış mevsimi yaklaşıyor sağlık açısından bizlere neler önerirsiniz?
Güneşli havalarda olduğu gibi kışın da egzersize devam etmeliyiz. Havalar soğuduğunda evlere kapanmamalıyız. Temiz hava faydalılığını kışın da devam ettirmeliyiz. Evimizi her gün havalandırmalıyız. Kış mevsimine uygun olan sebze, meyve ve tahıllar ile beslenmeliyiz. Giysilerimiz çok kalın olmayacak şekilde ince, birkaç kat şeklinde giyim biçimi oluşturmalıyız. Yeterince su içmeye devam etmeliyiz.
7. Günümüz gençliğini sosyal medyadan ve kötü alışkanlıklardan nasıl kurtarabiliriz?
Günümüzün en büyük sorunudur. Sosyal medya siyasal yaptırımlar başta olmak üzere bilinçli aile ve bilinçli eğitim sistemi ile daha optimal kullanım hâline getirilebilir. Çocuk ve gençlerin spora ve sanata yönlendirilmeleri elzemdir. Bilhassa aileler, çocuklarıyla birlikte vakit geçirme ve birlikte spor etkinliklerinde bulunma hâli düzeni optimalleştirir. Diğer türlü zor bir durumdur.
8. Sağlıklı bir toplum yetişmesi için neler yapılması gerekir?
Öncelikle bilinç ve farkındalık gerekir. Sonra da kültür... Yaşama kültürünüz sizin ruh ve beden sağlığı seviyenizi belirler. Temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çeken toplumlarda sağlık ve toplam kaliteden bahsedilmesi zordur. Barınma ya da geçim sıkıntısı yaşayan bireyler, aileler ne derece sağlıklı olabilir? Ama bizler her koşulda en temel anlayışımız olarak her gün egzersiz yaparak ruh ve beden dengesini koruyabiliriz.
9. Spor camiası pandemiden nasıl etkilendi?
Her şeyde olduğu gibi, tabii ki olumsuz etkileşim oldu. Fakat sporcular için durum eşitti. Performanslarda ciddi düşme meydana geldi. Kalp ve akciğer kapasitesi azaldı. Takım sporlarında ise koordinasyon zayıfladı. Şu an dünyada birçok liglerde yarışlar ve maçlar iptal oldu.
10. Pandemide Türkiye’deki liglerin durumu nedir?
Takımlar taraftarsız şekilde sağlık önlemlerini periyodik olarak kontrol altında tutmaya çalışarak özellikle futbolda müsabakalara devam etmektedir. Takımların neredeyse her hafta yaptırdığı Covid testleri bazı alt liglerdeki takımları finansal olarak olumsuz etkilemektedir. Pandemi nedeniyle gelirleri azalan spor kulüplerinin borçları artmış, ekonomik zorluktan ötürü birçok sponsor anlaşmalarını feshetmiştir. Bu durum seyir ve oyun kalitesini düşürmekte, spor ve sporcuyu da olumsuz etkilemektedir.
11. Evde ne tür spor yapmalıyız?
Öncelikle evde egzersiz yaparken dikkatli olmalıyız. Bel, boyun ve diz eklemlerine dikkat ederek, omurgaya fazla yük binmeyecek şekilde pilates, yoga, aerobik çalışmaları yapabiliriz. Bunun için, sosyal medya ve internet tabanında uygun videolara ücretsiz olarak ulaşabileceğimiz seçenekler mevcuttur.
12. Sosyolog kimliğinizle bizlere neler önerirsiniz?
Yeni bir sosyal düzene geçişin evresindeyiz. Geçişler her zaman sancılı olur. Hastalıklarla karşı karşıya kaldığımız bu süreçte bireylere; başta ruh ve akıl sağlığını korumaları yönünde kendilerine farkındalık, kişisel gelişim, özümseme, kendine dönme, kendini tanıma gibi bireysel olgularla ilgili düzeylerini artırmalarını tavsiye ederim. Kişi, kendini tanıdıkça sancılı süreçleri yönetim proseslerini daha iyi yorumlar. Panik olmadan, sakin ve tevekkül ederek tekâmül oluşturmalıyız. Kendi varlığımızın kıymetini anlamalıyız. Akışta kalıp bir süre olayları ve gidişatı izlemeliyiz. Dünyayı sarsan Covid 19 öznesi sosyolojik bir mevzu olup bireyler pandemide paniklemeden sakin şekilde yapılması gerekenleri yapmalıdır. Tüm insanlara sağlık, sabır, spor dolu günler diliyorum.