Sosyolog Dergisi Bir DUSODER Yayınıdır

Kapatmak için ESC Tuşuna Basın

SOSYAL KONTRAT

Uzay toplumu

1950l’i yıllarda uydular, 1960’lı yıllarda Ay’a ilk giden yarışı, 1970’lerde uzay istasyonları, 1980’lerde mekiklerle temsil edilen büyük uzay projeleri 21. yüzyılda iyice duraklamışken, gelişmekte olan ülkelerin yarışa girmesiyle, göktaşlarında madencilik denemeleriyle, Trump'ın yeniden Ay’a dönüp Mars'a gitme planlarıyla, Türkiye'nin de kullandığı özel teşebbüs roketleriyle yeniden canlandı. SpaceX kurucusu Elon Musk Mars'ta bir kent kurabileceğini iddia ediyor. Diğer tarafta Mars ile Jüpiter arasındaki astreoid kuşağında bir madenci yerleşimi tartışılıyor. Öte yandan Ay’a insansız keşifler yeniden başladı. Rusya, ABD, AB, Çin, Japonya, Hindistan, İran, Kuzey Kore uzaya roket fırlatırken, Türkiye ve Emirlikler dahil birçok ülke bunlara katılmayı planlıyor. Amerika, İngiltere ve pek çok devlet alternatif teknolojiler tasarlıyor. Feza yarışı yeniden başladı.

Kuşkusuz bunun önünde fiziksel, kimyasal ve biyolojik engeller var. Kendi güneşimizin çevresinde bile mesafeler çok büyük, yakın gezegenlere gidip gelmek dahi bugün yıllar süren yolculuklar gerektirir. Bu uzun yolculuklara yetecek yiyecek ve malzeme, acil durum planları ciddi bir sorun. En önemlisi dünyanın sunduğu manyetik koruma perdesinin dışında maruz kalınacak radyasyonun insan üzerindeki etkilerinin tahmin edilememesi. Bu fizik, kimya ve biyoloji sorunları aşılırsa, bu kez de psikoloji ve sosyoloji sorunları belirmekte. Uzay istasyonunda, gemide uzun uzay yolculuğunda, varılan gezegen yerleşiminde, insan toplumunun nasıl olacağı, nasıl bir toplum düzeni kurulacağı ne inanışları ne değerleri olacağı bir soru olarak karşımıza çıkmakta.

 

Mars ya da başka bir uzay yerleşimindeki şartlar dünyadan çok farklı olacağından, baskı altında kaçış noktasız bir topluluk içindeki alternatifsiz tekrarları içeren ortamda psikolojik durum çok farklı olacaktır. Yeryüzünde bile tartışmalı olan çağdaş ruhbilim kavramları orada işlemeyecektir. Çağdaş toplumbilim varsayımları da geçersiz olacaktır. Uzay toplumunda hem zihinsel hem de toplumsal bütünlük sağlayabilen, insanı evrenin dinamikleriyle bağlantılandırabilen, bir toplu düzen içinde neden yaşam mücadelesi yapması gerektiğine ikna edebilen sade bir protokol, yeni bir toplum, yeni bir din gerekmektedir. Bu yeni din, son din İslam’dır. Yalın, arınmış, öze dönmüş, Resulullah dönemindeki sade İslamiyet’tir. Uzayda da geçerli olacak, ruh ve toplum düzeni kuracak protokol, Kuran dinidir.

Ay üssünde olsun, Mars kentinde olsun, astreoid kuşağında olsun, hatta daha uzaklarda belki hiç zamanımıza geri dönmeyecek yolculuklarda ve yerleşimlerde olsun uzun ve kalıcı toplumlar, bunlara seçilecek zeki ve eğitimli yerleşimciler, Arabistan, İran, Türkiye, Pakistan ya da diğer ülkelerin kültürel geleneklerine, düğün adetlerine, yas evlerine, diğer dinle çelişen törelerine ilgi duymayacaklardır. Sadece hiç karşılaşılmamış çok farklı şartlarda, bağımsız yerel içtihatlar yapacaklardır. Güvenilir bir çözüm elde edemeyeceklerinden bunun için diyaneti, Ezher'i, Kum fetva hattını aramayacaklardır. Bunun için kuralları çok yalın, ilkeleri çok öz, olağanüstü durumlarda uyarlanabilen, çok küçük bir toplumda da uygulanabilir olan Kuran ayetleriyle uzayın derinliklerindeki toplumu ve bu toplumdaki zihinsel tutarlılığı sağlayabileceklerdir.

Gökyüzünde yerleşim teknik olarak mümkün olursa, Kuran, bu uzay kentlerinde faiz olmadığından bir grubun diğerine süresiz ekonomik tahakküm edemeyeceği,  kast düzeni kurmayan, özgürlüğün, mahremiyetin sağlandığı, zan ve dedikodu bulunmayan, insanların arasında hassas ölçüler konan, affedici, sabredici, sözünü tutan, doğruyu söyleyen, Allah'a adanmış, iyilikte yarışan, evreni incelemeye yoğunlaşmış, göklerdeki yıldızları ve dabbeleri araştıran, takva içinde Evreni yaratan ve sürdüreni zikreden insanların toplumunu oluşturmak için yeterlidir. İçlerinden çıkacak münafıklar ve müşrikler de beraber gelecek İseviler ve Museviler de durumu, sınavları zenginleştireceklerdir.

 

Prof.Dr.Kutluk ÖZGÜVEN

Leave a comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Dergiler