Sosyolog Dergisi Bir DUSODER Yayınıdır

Kapatmak için ESC Tuşuna Basın

MİLETOS OKULU VE FELSEFENİN DOĞUŞU

        Miletos bugünkü Ege kıyılarında Büyük Menderes nehrinin ağzında antik bir liman kenttir. Döneminin ticaret merkezi ve bir çok bölgeden insanın karşılaşma ve etkileşim noktası olmuştur. Aslen dünyada felsefenin başlangıç noktası olarak da kabul edilebilir.

    İzmirli kör bir ozan olarak anılan, İlyada ve Odysseia destanlarının yazarı İyonya’lı Homeros,  Eski Yunan mitolojisindeki çok tanrılı inanç sisteminden akılla sorgulanan dünyada felsefenin doğuşu arasındaki noktadaki geçişi temsil etmekte ve sonrasında doğan Miletos ekolüne ilham vermektedir. Aslen Miletos Okulu, işe tabiattaki olayları gözlemlemek, akıl yoluyla nedenleri sorgulamak, varlığın kaynağını aramakla başlamış ve şimdi  "Doğa Felsefesi" olarak adlandırdığımız düşünce sistemi  ortaya çıkmıştır.

     M.Ö. 6.yy.’da İyonya aydınlanmasıyla ortaya çıkan Miletos Okulu’nun öncü ismi Thales’dir. Varlığın kaynağı, tözü ya da onların deyimiyle arkhesi nedir sorusuna Thales, maddesel bir açıklama getirmek istemiş ve "arkhe sudur’’ yanıtını vermiştir. Ona göre dünya, suyun üzerinde yüzmektedir. Deney ve düşünme yoluyla doğayı açıklamaya çalışan Thales, kendisinden sonra gelen düşünürlere  bir zemin oluşturur ve artık günümüzde felsefenin başlangıç noktası olarak kabul edilir.

   Thales’ den sonra öğrencisi Anaksimandros arkhe sorununu devralmış ve "aperion"(sonsuzluk) kavramını temel ilke olarak tespit etmiştir. Ona göre tüm canlı ve cansız nesneler, dünyada var olan tüm hareketler sonsuz ve sınırsız bir şekilde var olacak ve devam edecektir. Sıcak soğuğu ve o da  sonra tekrar sıcağı takip edecek ve aradaki denge hali sonsuz ve sınırsız bir şekilde devam edecektir. Yaşadığı dönemde bilinen dünyanın haritasını(bugünkü Akdeniz ve çevresi) çizmiş, gökyüzü olaylarını incelemiş ve Astronomi’nin mucidi olarak kabul edilmiştir. Depremi Yunan mitolojisindeki tanrıların hiddetine değil de yeryüzünün fiziki  hareketiliğine bağlayan ilk kişidir.

     Anaksimandros’un öğrencisi Anaksimenes, Miletos ekolünün son temsilcisi olarak anılır. O hocası Anaksimandros ve onun hocası  Thales’in arkhe fikirlerini bir bakıma sentezleyerek maddesel ve sonsuz olan havanın arkhe olduğunu düşünür. Nitekim yeryüzündeki su buharlaşarak gökyüzünde bulutları, bulutlar yağmurlar ile suyu, su, çamuru, toprağı ve taşı oluşturur. Tüm bunlar havanın gevşeyip sıkılaşmasıyla oluşur. Hava sudan daha gerekli ve daha büyüktür. Anaksimenes kendisinden önce gelen hocalarından farklı olarak canlı ve cansız ayrımını yapmış ve ruh kavramını ortaya atmıştır. Ona göre hava Tanrı’nın gücüdür, sınırsız olduğu için de canlıdır ve tüm canlıların ruhu vardır.

      Sokrates öncesi olarak adlandırılan dönemin ilk ve önemli temsilcilerinin oluşturduğu Miletos ekolü ya da Miletos Okulu kendisinden sonra gelecek olan tüm filozoflara ve bilim insanlarına ilham vermişlerdir. Arkhe’yi, sonsuzluk, hava, ateş ve sayı gibi tek bir töze bağlayan düşünce sisteminden çoklu töz ilkeleriyle açıklayan  atomculara, oradan geometrinin, coğrafyanın, matematiğin, fiziğin, astronominin, biyolojinin doğuşuna ve felsefenin sistematik, ampirik doğa bilimlerine dönüşümüne, tarih, sosyoloji ve psikoloji gibi sosyal bilimleri oluşturmasına ve günümüz komplike dünyasında var olan tüm bilgilere kaynak oluşturmasına kadar geçen sürede bilim ilerlemiş ve dönüşmüştür. Bilgi, insanoğlunun merak duygusunu tatmin etmek için hızla artan bir ivmeyle akmaya devam etmektedir.

Leave a comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Dergiler