Sosyolog Dergisi Bir DUSODER Yayınıdır

Kapatmak için ESC Tuşuna Basın

FARKINDALIĞIN BİLİMLE BULUŞTUĞU YER: SOSYOLOJİ

TOPLUMU OKUYAN BİLİM İNSANLARI: SOSYOLOGLAR

 

Bilim tarihine baktığımızda, her bir bilim insanın doğayı, evreni ya da insanı anlama çabası ile yola çıktığını görüyoruz. Isaac Newton’un yerçekimini keşfetmesi, Louis Pasteur’ün mikrop teorisini ortaya koyması, ya da Albert Einstein’ın zaman ve mekan kavramlarını yeniden tanımlaması gibi devrimsel düşünceler, yalnızca bilimsel değil aynı zamanda toplumsal dönüşümleri de beraberinde getirmiştir. Peki toplumu ve insan davranışlarını aynı titizlikle inceleyen bilim insanları kimlerdir? İşte tam da bu noktada, sosyologların yeri ortaya çıkar.

Sosyolog; toplumun yapısını, bireylerin davranışlarını, sosyal ilişkileri, değer sistemlerini, ve değişim dinamiklerini tıpkı bir biyoloğun hücreleri mikroskop altında incelemesi gibi analiz eder.

Her birey, her grup, her kurum sosyoloğun gözünde bir veridir.

Ancak bu veri yalnızca sayısal değildir; kültürel, tarihsel, duygusal ve yapısal anlamlar taşır. Bu yönüyle sosyoloji, insan bilimlerinin en derinlikli alanlarından biridir.

img-2867-1.jpeg

 

 

Bir fizikçi, doğa yasalarını anlamaya çalışırken, sosyolog da toplumsal yasaları çözmeye çalışır. Örneğin Durkheim intihar üzerine yaptığı çalışmayla, bireysel görünen bir eylemin aslında toplumsal bir olgu olduğunu göstermiştir. Marx, sınıf çatışmalarını analiz ederken ekonomik yapılarla toplumsal değişim arasındaki ilişkiyi kurmuştur. Weber ise anlamaya dayalı sosyoloji yaklaşımıyla bireylerin eylemlerinin ardındaki motivasyonlara ışık tutmuştur.

 

Günümüzde sosyologlar; yalnızlaşma, kimlik bunalımı göç, dijitalleşme, toplumsal cinsiyet, çevre sorunları ve yapay zeka gibi bir çok yeni meseleye dair analizler yaparak hem bilimsel hem de pratik çözüm önerileri sunmaktadır. Toplumların geleceğini öngörebilme yetisi, sosyoloğun sahip olduğu en güçlü yönlerinden biridir. Risk Toplumunda yaşarken, belirsizliklerle kuşatılmış bireylerin ve yapıların nasıl şekilleneceğini kestirebilmek, yalnızca sosyolojik bir bakış açısıyla mümkündür.

 

Sosyolog, yalnızca mevcut olanı tanımlamaz; aynı zamanda olması gerekeni sorgular. Eleştirel düşünceyi elden bırakmadan, etik değerler çerçevesinde toplumun aynasını tutar. Tıpkı bir bilim insanının deney tüpünde yeni bir element araması gibi, sosyolog da toplumun içinde görünmeyeni adı konmamışı arar. Kimi zaman bu bir Sokak çocuğunun kimlik arayışıdır; kimi zaman bir göçmenin uyum mücadelesi ya da dijital çağda bireyin yalnızlaşmasıdır.

 

Sonuç olarak, sosyoloji yalnızca bir bilim değil, aynı zamanda bir farkındalık biçimidir. Sosyolog ise bu farkındalığı bilimsel yöntemle birleştirerek toplumlara ışık tutan bir yol göstericidir. Her sosyolog, adeta çağının tanığıdır. Ve her tanık, geleceğe dair bir iz bırakır.

 

Saygılarımla...

 

Saliha Behzat Yiğit

Saliha Behzat Yiğit

Bir fizikçi evrenin yasalarını çözmek için denklemlerle boğuşurken, bir sosyolog toplumun görünmeyen yasalarını anlamaya çalışır. Bizler, bireylerin yaşadığı yalnızlıkları, kimlik arayışlarını, çatışmaları ve dayanışmaları çözümleyerek, insanlığın sosyal evrenini anlamlandırmaya çalışan bilim insanlarıyız. Öngörülerimiz, toplumun geleceğini şekillendirebilecek kadar değerlidir.

Dergiler