Sosyolog Dergisi Bir DUSODER Yayınıdır

Kapatmak için ESC Tuşuna Basın

İNSAN OLMANIN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ

 

 

İnsanoğlu; yüzyıllar boyunca dünya üzerinde kapladığı hacmin dışına çıkmak, üretmek ve adım adım gelişmek üzere kendini programlamıştır. Yaradılışının yegâne sebebi de budur: önce kendini, sonra dünyayı tanımak ve en iyi yaşam koşullarını geliştirmek… Bunu yapabilmesi için ihtiyaç duyduğu kuvvet, alacağı yeterli eğitim ve öğretimde saklıdır. Nitekim insan zihni; eğitimle gelişir, sorgular ve üretir.

Mutlak bağımsızlığının sürekliliğinin korunması için de önem arz eden bu konu, özünde gücünü bilgiden alır. Francis Bacon’un da işaret ettiği gibi “bilgi güçtür” ve bu güç sahibi olduğu bedende var olmaya ve tazelenmeye devam ettikçe hiçbir kuvvet, insanın hayvanlardan ayrılmasındaki en önemli  farkını yani “aklını”  kiralatamaz, dolayısıyla da “özgürlüğünü” elinden alamaz.

Akıl ve beden sağlığı üst seviyede olmasına rağmen sırf eğitim konusunda dezavantajlı durumda olduklarından, toplum içinde silik bir şekilde yaşayıp, sonrasında yitip giden nice hayatlar vardır. Bu hayatları toplum içinde bulundukları yerden tutup çıkartmak ve ihtiyacı olan eğitim ve öğretim seferberliğine birer nefer olarak dahil ederek, topluma fayda sağlayıcılar zümresine katılımlarını sağlamak; her ne kadar bireyin kendi menfaatine gibi görünse de büyük resme bakıldığında aslında kamu yararına ne denli önemli bir katkı sağlayacağı aşikardır.

Çorak topraklar gibidir eğitimsiz insan... Emek verilmedikçe, işlenmedikçe, daha da kurur, verimsizleşir. Bir fikir üretemediğinden, sözde fikir çığırtkanlığı yapan, ağzı laf kalabalığıyla dolu insanların arka bahçelerinde biriktirdikleri; ruhlarını bu debdebeye kurban etmeye hazır sürüye katılırlar, farkında bile olmadan… Hatip kişi “Ol “ “derse olur, “öl” derse ölürler bu süreçte, hem de kocaman hiçlikler ormanında amaçsızca hayatta kalmaya çalışırken…

Açık denizlerde; yelkenleri rüzgârla dolu olmasına rağmen pusulası olmayan bir geminin durumundan hâllice görür kendini. Hâlbuki rotası belli olmayanların rüzgârı olsa ne fayda, idrak edemez… Kayalara çarpıp parçalanacağı güne kadar bir o yana bir bu yana savrulurlar.

Kabahati sürekli makus talihlerinde ve kara yazılarında arayan hazır yiyiciler, reddettikleri ya da yeterince ilgilenmedikleri “bilgiye ulaşma, gelişme ve başarma” dürtülerini, hayatlarının sonuna kadar kaba kuvvete ve söze atfederek, birey olma yolunda uygunsuz adımlarla yerlerinde sayarlar.

Okuyan; araştıran, gözlem yapan ve sorgulayan bireyler, başkalarının boyunduruğu altına girmektense ölmeyi yeğler.

İşte bu yüzdendir ki eğitimle vizyonunu geliştiren insanlar önder olmaya, başkalarının inançlarından dökülen bilgi kırıntılarını ezber yaparak varoluş çabası içine giren vasıfsızlar da sürünün içinde ezilerek yok olmaya mahkumdurlar.

Eğitim; insana görünür bir kişilik kazandırır, diğer türlü içi boş elbiselerle dolaştırır…

 

Umutla…

ARZU AKPINAR

 

 

 

 

Leave a comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Dergiler