İnsanoğlu isteyerek gelmediği dünyada bir gün istemeyerek de olsa ayrılacaktır. Hayat içinde istese de istemese de birçok yolculuk yapar. Ya yolculuk içinde oluşan sorunları çözer ya da sorun olur ya yük olur ya da yük alarak sorumluluğunun farkında olur.
Yalnızlık sosyal olan insan için değildir. Nasıl yolculuk yalnız çekilmezse hayat yolculuğu da yalnız zordur. Hayatın ağır yükü beli büker. Mutluluklar bile bir zaman sonra ıstırap verir.
Bizim en büyük ihtiyacımız sevmek ve sevilmektir. Hayat sevince ve sevilince güzeldir. Mutluluğumuz da verdiğimiz kararlar üzerinedir. Seçerek hayata devam ettiğimiz her olgu bize kalite katar. Bundan dolayı doğru karar vermek hayat kurtarıcı özelliktedir.
Arkadaşımızı doğru seçmemiz nasıl biri olduğumuzu gösterir.
İşimizin güzel olması hayat standardımızı belirler. Sağlıklı yemeyi seçmemiz bedenimize sıhhattir. Eşimizi iyi seçmek ise hem ruhumuza hem bedenimize yapabileceğimiz en büyük ikramdır. Zira mutluluk herkesin hakkıdır.
Doğruyu yanlıştan ayırt edebilen, makul davranışlar sergileyen, sahip olduklarını savunabilen, harcama yapmasını bilen, sorumluluğunun farkında ve güvenilir olan herkes akıl baliğ olmanın göstergesidir. Zira bu özellikler kişinin evliliği hak ettiğinin göstergesidir.
Doğru biri ile hayat yolculuğuna çıkmak her gencin hayalidir. Lakin önceliğin doğru insan olmaktan geçtiği bilinmelidir. İyi bir eşe sahip olmak, iyi bir geleceğe sahip olmaktır. Evlatları iyi yetiştirmenin garantisidir. Geleceğe yapılacak en büyük yatırımdır.
İnsanın zamanla istekleri artmakta, anne-baba olma arzusu da oluşmaktadır. Hem toplumun örfün hem de ahlaki hassasiyetin gereği olarak, herkesin huzurunda aklı başında sorumluğunu bilen her erkek ve kadın evlilik yapmalıdır.
Evlilik, kadın ve erkek arasındaki dini ve yasal “NİKÂH” adı altında bir sözleşme ile iyi günde kötü günde, varlıkta yoklukta, sağlıkta hastalıkta el ele yolculuğa çıkmak üzerine ikili bir ilişkidir. Eşlerin birbirine verdikleri sözleşmedir. Evlilikte denge bu şekilde oluşmaktadır.
Birbirini seven erkek ve kadın evlenebilir lakin hemen aile olamaz. Zira aile olmak bir emeğin, bir bilginin, bir de zamanın ürünüdür. Aile olmak idare etme sanatını bilmekledir. Geçinmeyi istemekledir. Empati yapmak yani diğerkâmlıkladır. Zira geçinmeye gönlü olan diğerinin yani eşinin gamını-derdini-tasasını yüklenendir.
Aile oluşumu; öncelikle birbirlerini sevmeleri, çiftlerin güzellikte birbirleriyle yarışmaları, hatalarını örtmeleri, güzellikleri çoğaltmaları, af etmeleri, devamlı iyilik yapmaları, hatta iyilikte yarışmaları, hatalarını görmemezlikten gelmeleri, yapamadıklarını büyütmemeleri üzerinedir.
Sağlıklı evliliğin temelinde öncelikle uyum vardır. Sevgiyle, saygıyla, güvenle, muhabbetle, merhametle bu uyum büyütülmelidir. Evli çiftlerin birbirine merhamet etmesi evliliğin harcı gibidir. Zira birbirine acımayan eşler birbirini anlama gayreti içine de girmez.
Sevgiler fedakârlıkla, saygılar yapılan işleri görmekle, güvenler de meraklı olup tanıma gayreti içinde olmakla gelişir. Fedakârlık yapmayan, yapılan işleri takdir etmeyen, güven vermek için gayret etmeyen kalabalıklar içinde dahi olsa yalnızlığa mahkûmdur.
Ves-Selam...