İÇE BAKIŞ
Biz sosyologların sıkça karşılaştığı ve cevaplamakta en çok zorlandığı soru, "Sosyoloji Nedir?" sorusudur. Sosyoloji, toplumsal dünyayı anlamaya ve açıklamaya yönelmiş önemli bir sosyal bilimdir. Fakat bu alanın sahibi olan bizler çoğu zaman sosyoloji, "toplumbilimidir" diyerek tanımlamayı geçiştirmeyi tercih ederiz. Sosyoloji gerektiği gibi tanımlanmadığı için hakkında pek fazla bilgi sahibi olunamayan, gerekli olmadığı düşünülen ve düşünce karmaşıklığına yol açtığına inanılan bir alan olarak tanınmaktadır.
Yapılan araştırmalar sosyolojinin; özellikle ülkemizde kurumsal ve toplumsal düzeyde önemsenmediğini bunun başlıca nedeninin ise sosyolojinin "ne" olduğuna dair bilgi eksikliği olduğunu göstermektedir. Sosyoloji özellikle ülkemizde yeterince bilinmemekte hatta toplumun bu alana bakışının çoğu zaman olumsuz olduğunu da görmekteyiz. Bunun tek nedeni, tanımlanma problemi olmamakla birlikte başlıca problemi tanımlanma diyebiliriz. Bu durumda biz sosyologların üzerine düşen görev; alanımızı sadece eğitim alan kişilerle paylaşmak değil, herkesin anlayabileceği şekilde bölümümüzü ve kendimizi ifade etmek olmalıdır. Ne yazık ki toplumun bazı kesimi sosyoloji söz konusu olduğunda kendilerinin sosyolog olduğuna inanır ve biz sosyologları görmezden gelir. Farkında olmadıkları husus ise şiddet, boşanma, ekonomi, sağlık vb. alanlarla ilgili çalışmaların istatistik verilerinin ardında biz sosyologların olduğudur. Bizler, sıradan insanların gündelik hayatta yaptığından daha disiplinli ve bilinçli bir şekilde teoriler üretiriz ve her teorimiz bizden önce gelen birinin çalışmalarını temel alır. Genel itibariyle kendi başımıza hareket etmez; düşüncelerimizi bir temele dayandırırız. Geniş toplumsal konular hakkında daha kapsamlı biçimde düşünür bu noktada sıradan insanların daha dar ve kişisel görüşlerinden uzakta teoriler üretiriz. Ülkemizde maalesef ki bilim denildiğinde daha somut verileri olan matematik, tıp, mühendislik gibi bölümler insanlarımızın aklında ilk sıralarda yer alırken sosyoloji ikinci planda kalmakta ve rahatsız edici ifadeler üreten çatışmacı bir alan olarak görülmekte bu sebeple de kendisini ifade etmekte zorlanmaktadır.
Sosyolojiye ihtiyacımız var!
Çünkü sosyoloji "Neden?" sorusuna cevap aradığımız ve tamamen olmasa da sorularımızın çoğuna cevap bulduğumuz bir alandır. Sosyal bilimlerin önemini kavrayamayan bir toplum, kendi gelişim dinamiklerini elinde tutamadığı gibi, geleceğini kurma ve güçlü olma şansını da kaybedecektir. Sosyal bilimleri savunmak özünde toplumu savunmak demektir. Türkiye’ nin daha iyi ve daha insancıl bir ortam oluşturabilmesi için, sosyolojiye ve kendisini yetiştirmiş sosyologlara her zaman olduğundan daha fazla ihtiyacı vardır. Sosyolojinin asıl sahibi sosyologlardır ve biz sosyologların üzerine düşen görev ise sosyolojiye sahip çıkmak her koşulda alanımızın değerini arttıracak çalışmalar ortaya çıkarmaktır.