Sosyolog Dergisi Bir DUSODER Yayınıdır

Kapatmak için ESC Tuşuna Basın

Muhsin DEMİR

  • 31/01/2025
  • 2 dk. okunma
  • 51 Görüntülenme

İbn-i Haldun: Coğrafya Kader midir? 

14.yüzyılda yaşamış büyük bir düşünür olan İbn-i Haldun, tarih, sosyoloji, siyaset ve ekonomi gibi alanlarda derinlemesine analizler yapmış büyük bir bilim insanıdır. Özellikle Mukaddime isimli eseriyle tanınan İbn-i Haldun, sosyoloji biliminin erken dönemdeki en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilir. Kendi döneminin sosyal olaylarını dikkatle gözlemleyen ve analiz eden İbn-i Haldun, günümüzü de aydınlatan özgün fikirler ortaya koymuştur. 


İbn-i Haldun'un Yaşamı ve Düşünce Dünyası 


İbn-i Haldun, seçkin bir ailede dünyaya gelmiş ve iyi bir eğitim almıştır. Tunus, Cezayir, Fas, Endülüs ve Mısır gibi farklı coğrafyalarda  yaşaması ve devlet görevlerinde bulunması, ona çeşitli toplum yapılarını ve kültürlerini yakından tanıma fırsatı vermiştir.   
Siyasi yaşamdaki tecrübelerinin yanı sıra, bilimsel çalışmalara da büyük önem vermiştir. Tarih, felsefe, ekonomi, din ve hukuk gibi farklı konularda kapsamlı araştırmalar yapmıştır.   
İbn-i Haldun'un düşünce sistemi, gözleme, deneyime ve akılcılığa dayanır. Olayları derinlemesine incelemiş, neden sonuç ilişkileri kurmaya büyük önem vermiştir. 


İbn-i Haldun ve Sosyoloji 


İbn-i Haldun, Mukaddime adlı eserinde "ilm-i umran" olarak adlandırdığı yepyeni bir bilim dalı ortaya koymuştur. Bu bilim dalı, günümüzdeki sosyoloji bilimine karşılık gelmektedir. İbn-i Haldun'un "umran" kavramı, toplum, medeniyet ve insan ilişkilerini kapsayan geniş bir anlama sahiptir. 


İbn-i Haldun'a göre sosyolojinin temel konuları şunlardır: 


Toplumun İnşası ve İşleyişi: İnsanların bir araya gelerek oluşturdukları toplulukların nasıl örgütlendiği, sosyal bağların nasıl kurulduğu ve sosyal kurumların nasıl çalıştığı gibi konuları inceler.   
Toplumsal Değişim: Toplumların zaman içinde nasıl değiştiği, bu değişimlerin nedenleri ve sonuçları sosyolojinin önemli konularındandır.   
Medeniyetlerin Doğuşu ve Çöküşü: İnsan topluluklarının nasıl medeniyetler kurduğu, bu medeniyetlerin yükseliş ve düşüş süreçleri de sosyolojinin ilgi alanına girer. İbn-i Haldun'a göre devletler de tıpkı insanlar gibi doğar, büyür, yaşlanır ve sonunda yok olur.   
Göçebe ve Yerleşik Yaşam: İbn-i Haldun, toplumları göçebe (bedevi) ve yerleşik (haderi) olarak ikiye ayırmış ve bu iki yaşam biçiminin sosyal, ekonomik ve kültürel farklılıklarını incelemiştir. Göçebe toplumlarda dayanışma ve "asabiyet" duygusu daha güçlü iken, yerleşik hayatta bu bağlar zayıflayabilir.   
Asabiyet (Toplumsal Dayanışma): İbn-i Haldun'a göre, asabiyet, yani toplumsal dayanışma ve birlik duygusu, toplumların ve devletlerin güçlenmesinde önemli bir faktördür. Asabiyet genellikle kan bağına dayanır, ancak farklı şekillerde de ortaya çıkabilir. Din, bu dayanışmayı güçlendiren bir unsurdur.   
İş Bölümü ve Yardımlaşma: İnsanların ihtiyaçlarını karşılamak için iş bölümü yapmaları ve birbirleriyle yardımlaşmaları, toplumun varlığı ve gelişimi için gereklidir.   
İklim ve Coğrafyanın Etkisi: İbn-i Haldun, iklim ve coğrafi koşulların insan karakteri ve toplum yapısı üzerinde etkili olduğunu belirtir. Ona göre, insanların yaşadığı coğrafi koşullar, ahlaki ve psikolojik özelliklerini etkileyebilir. "Coğrafya kaderdir" sözü tam olarak İbn-i Haldun'un eserlerinde geçmese de, bu düşünce genel olarak ona atfedilir. 


İbn-i Haldun'un Tarih Bilimine Bakışı 


İbn-i Haldun, tarihi sadece olayları aktarmak olarak görmemiş, aynı zamanda tarihsel olayların nedenlerini de araştırmıştır. Ona göre, tarihin temel amacı, toplumların ve medeniyetlerin nasıl geliştiğini ve değiştiğini anlamaktır. İbn-i Haldun, tarih yazımında objektif ve eleştirel bir yaklaşımın önemini vurgulamıştır. 


İbn-i Haldun'un Ekonomi Anlayışı 


İbn-i Haldun, ekonomik faaliyetlerin toplum üzerindeki etkilerini detaylı bir şekilde incelemiştir. Ona göre, insanların temel ihtiyaçlarını karşılamak için üretim yapmaları, ticaretle uğraşmaları ve iş bölümü yapmaları, toplumun gelişmesi için elzemdir. İbn-i Haldun, devletin ekonomik hayattaki rolüne de dikkat çekmiş, devletin vergi politikalarının ve harcamalarının ekonomik gelişmeyi doğrudan etkilediğini belirtmiştir. 


Sonuç 


İbn-i Haldun, sosyoloji biliminin ilk ve en önemli temsilcilerindendir. Mukaddime adlı eseri, sosyoloji, tarih, siyaset ve ekonomi gibi birçok alana değerli katkılar sağlamıştır. İbn-i Haldun'un özgün fikirleri, sadece kendi dönemini değil, günümüzü de aydınlatmaktadır. Onun eserleri, toplumları ve medeniyetleri daha iyi anlamak için önemli bir kaynaktır. 

Dergiler