Sosyolog Dergisi Bir DUSODER Yayınıdır

Kapatmak için ESC Tuşuna Basın

Hızlı Değişimde Iskaladığımız Hayatlar

Son sürat araba kullanıyoruz ve çevremizdeki nesneleri tam olarak görmeden geçip gidiyoruz. Sürüş keyfi mi? Yoksa varış noktasına mı odaklanıyoruz?    

Değişimin nesnesi miyiz? Yoksa öznesi mi?

Sürekli değişim içinde olan ve her değişimle birlikte yeniden anlam arayışında olan hayatımızda olduğu gibi hiç şüphe yok ki, dünyada ve ülkemizde de çok hızlı bir değişim süreci yaşanmaktadır. Etrafımızda olup bitenlere, önemli/önemsiz bulduğumuz olaylara baktığımızda her şeyin hızla değiştiğini görmemiz ya da hissetmemiz mümkündür. Düşüncelerimiz, alışkanlıklarımız, kullandığımız eşyalar, giysilerimiz, yiyeceklerimiz, evlerimiz, arabalarımız, müziğimiz, edebiyatımız kısaca her şeyimiz çok hızlı bir şekilde değişmektedir. Bugün önem verdiğimiz, değerli bulduğumuz konular hemen yarın en istemediğimiz ya da en beğenmediğimiz konular arasına girivermektedir. Üzüntülerimiz, sevinçlerimiz çabucak eskimekte, bireysel ve toplumsal gündemimiz ışık hızı ile yeni anlamlara kaymakta ve bizler buna ayak uydurmaya çalışarak varlığımızı sürdürme gayreti içindeyiz. Hayatımızda her şey saman alevi gibi; bir anda büyüyor ve küçülüyor. Hızlı değişim karşısında bocalayabiliyoruz; nasıl bir tutum takınacağımıza karar veremiyoruz. Etrafımızda olup bitenlerle mücadele edip etmeme ya da mücadeleye değip değmeyeceğini kestiremiyoruz. Hızlı değişim, bilgi sistemlerimizi olduğu kadar inanç sistemlerimizi de derinden etkilemeye devam etmektedir. İnsanın yapısal ve davranışsal durumunu göz önünde bulundurduğumuzda bunun nasıl hayata aksettiğini gözlemlemek zor olmasa gerek. Her şeyden evvel insanın yetişmesinde olmazsa olmaz olan eğitimin mevcut toplumumuzda oluşturduğu sorunlar üzerinden biraz örnekleme yapacak olursak, eğitim; bilgi ile etkileşime girerek, öğrenme ve öğretme yoluyla bireysel anlamda yüksek bir yaşam düzeyine ulaşmanın, toplum olarak gelişme ve ilerlemenin başlıca yoludur. Ayrıca demokratik ve insan haklarına uygun bir siyasal ve toplumsal sistem kurup geliştirmenin yolu da eğitimden geçmektedir. Bu anlayışla eğitimin şekillendirdiği toplumumuzda amaçlanan bir durumun olmadığını ve sorunların katmerlendiğini görmekteyiz. Ezberci bir öğrenci profili oluşturularak, sınıf geçme hedefine odaklanmış, diploma alarak atama bekleyen, üretime dayalı zihinsel eğitim verilmeyen yüzbinlerce üniversite öğrencilerimiz mezun olarak beklemektedir. Eğitimin bir atama veya memur olma noktasında odaklandırılması da hızlı değişen ve anlamlandırılmadan ilerleyen gelişmelerin bir sonucu olduğunu rahatlıkla görmekteyiz. Bu sadece eğitimde mi? Elbette ki değil. Hayatın hangi alanına bakarsak bakalım hızlı gelişen dünyamızda insan faktörünün buna uyum sağlamakta zorluk çektiğini hatta direndiğini görüyoruz. Bu durum insanımızın hayata dair anlamlı bir yaşam konusunda adaptasyon süreçlerini yaşamadan önüne konulan olgularla boğuşması veya çatışması demektir.

Hızlı yaşam döngüsü, teknolojik gelişim, iletişimin dijitalleşmesi, sosyal medya uygulamalarının ortaya çıkması ve çeşitlenmesi, insan yaşamındaki bazı değişiklikleri de beraberinde getirmiştir. Kültür endüstrisi ve ağ toplumu insanı profilinin yaşadığı çağımızda, artık anlık durum bildirme, resim, video gibi yazılı ve görsel içerik paylaşma, kişiyle değil, paylaştığı içerikle etkileşime girme dijitalleşen toplumun en belirgin göstergesi olmuştur. Günümüzde teknolojinin yer almadığı, kullanılmadığı bir platform neredeyse yok gibidir. İşte bu hızlı değişimin hayatımızda neleri yok ederek hayatımıza yerleştiğini herkes kendi zaviyesinden cevaplandıracaktır elbet. Burada dikkat çekmek istediğim şurası ki “Düşünerek yapmalı bir işi, sonra pişman olmamalı kişi.” Hayatın harcanan bölümü ile değerlendirilen bölümlerini tasnif edebiliyor muyuz? Veya hızlı yaşadığımız bu değişim fırtınasında tutunduğumuz değerlerimiz var mı? Hayatımızın anlamına anlam katanlar hala hayatımızda varlığını sürdürebiliyor mu?  Değişimin öznesi olabiliyor muyuz yoksa değişimin nesnesi olarak harcanıyor muyuz? Sorular, sorular…

NECDET TOPCU

Sosyolog / Aile Danışmanı

Leave a comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Dergiler