Sosyolog Dergisi Bir DUSODER Yayınıdır

Kapatmak için ESC Tuşuna Basın

BÜTÜNSELLİK METODU OLARAK TARİHİ GERİ SARMAK

Modern toplumda; hızla çoğalan nüfus, bilgi yığınları ve karmaşıklaşan sosyal ilişkilerle birlikte parçalanmışlık duygusu daha yoğun yaşanmaktadır. Bu makale, tarihsel süreçte zaman ilerledikçe bütünlüğün dağıldığını ve çözüm arayışlarında tarihin geriye sarılmasının bir yöntem olarak kullanılabileceğini ileri sürmektedir. "Tarihi geri sarma", sadece kronolojik bir hareket değil, epistemolojik ve ontolojik bir bütünlüğe ulaşma çabası olarak ele alınacaktır.

Parçalanmışlık Çağında Yaşamak

Zaman ilerledikçe çoğalan nüfus, artan bilgi üretimi ve bölünen disiplinler; bireyin hem kendisiyle hem de toplumsal yapılarla olan ilişkisini parçalı hale getirmiştir. Günümüz insanı, çokluk içinde yönünü kaybetmiş gibidir. Antik çağlarda olduğu gibi “tekil hakikat” yerine “çoğul gerçeklikler”in hâkim olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bu bağlamda, "bütünsellik" kaybı yalnızca bir metafor değil, epistemolojik bir sorundur (Taylor, 2020).

Zamanın Akışı ve Bütünlüğün Dağılması

Zaman, insan için hem yaşamsal hem kavramsal bir düzlemde işleyen bir fenomendir. Ancak zamanın ilerleyişiyle birlikte tarihsel, kültürel ve bireysel anlamda bir dağılma yaşandığı da açıktır. Bu dağılma; nüfusun artışıyla toplumsal organizmanın karmaşıklaşması, uzmanlıkların çoğalmasıyla bilgilerin bölünmesi ve aidiyetlerin zayıflamasıyla kimliklerin parçalanması şeklinde tezahür eder (Bauman, 2019). Oysa geçmişin daha az kalabalık, daha sade ve ilişkilerin daha yakın olduğu dönemlerinde, insanlar daha bütünlüklü bir yaşam deneyimi içindeydi.

Tarihi Geri Sarma: Kavramsal Bir Çerçeve

Tarihi geri sarma, yalnızca geçmişe özlem duyan romantik bir nostalji değildir. Bu yaklaşım, çözüm bulmak amacıyla zamansal olarak geriye gitmeyi öneren bir yöntemdir. Aristo'nun "ait olduğu şeye bakarak bir şeyin özünü anlayabiliriz" fikriyle örtüşen bu yaklaşım, kaynağa yakın olmanın anlamın bütünlüğünü yakalama şansını artırdığını ileri sürer (Aristoteles, Metafizik). Bu, evrimsel düşüncede de kendine yer bulur: Ne kadar geriye gidersek, organizmalar o kadar sade ve işlevsel bir yapıya sahiptir.

Zihinsel, Kültürel ve Toplumsal Geri Sarma

Zihinsel Geri Sarma

Modern birey, bilgiyle doymuş fakat anlamdan yoksundur. Tarihi geriye sarmak, zihni sadeleştirmek anlamına gelir. Antik filozofların basit ama derin soruları, bugünün karmaşık söylemlerinden daha evrensel cevaplar sunabilir. Sokrates'in "bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir" sözü, bilgiyi değil anlamı önceleyen bir zihinsel tutum önerir.

Kültürel Geri Sarma

Kültürel evrim, bir yandan çeşitlilik getirirken diğer yandan özle olan bağı zayıflatır. Tarihi geriye sararak kültürlerin ilk kaynaklarına, mitolojik anlatılara, ritüellere ve kolektif bilinç arketiplerine ulaşmak; toplumsal anlamda yeniden bütünleşme için fırsatlar sunar (Jung, 2020).

Toplumsal Geri Sarma

Aileden kabileye, kabileden devlete evrilen toplumsal yapılar; aidiyet duygusunun aşınmasına neden olmuştur. Bugün yaşanan sosyal yabancılaşmalar, toplumsal yapının bütünselliğinden kopmanın doğal sonucudur. Bu nedenle küçük ve anlamlı topluluklara, yani tarihteki ilk dayanışma biçimlerine geri dönmek, modern yalnızlığa karşı bir panzehir olabilir (Tönnies, 2019).

Tarihi Geri Sarmak: Pratik Bir Metodoloji Mümkün mü?

Bu yaklaşım, tarihsel belgelerin, geleneksel bilgi kaynaklarının ve kültürel mirasın yeniden yorumlanmasını gerektirir. Eğitim sistemleri, sadece geleceğe dönük değil, geçmişin bütünlüğünü de aktaracak biçimde yapılandırılmalıdır. Aynı şekilde psikoterapi, felsefi danışmanlık ve sosyal hizmetlerde de bireyin geçmişle kurduğu bağ, bir bütünlük yeniden inşası olarak görülmelidir.

Kaynağa Dönüş, Dağılana Bütünlük Sağlamak

Bütünsellik, dağınıklığın karşıtı değil; dağılmanın farkına varılıp, yeniden örülen bir bilinç halidir. Bu nedenle tarihi geri sarmak, yalnızca bir geriye bakış değil; yeniden bütünleşmek için bir ileri atılımdır. Çağımızın karmaşasında, çözüm geçmişin sade hakikatlerinde saklı olabilir. Geri sarılan tarih, bize geleceğe daha bilinçli ve bütüncül bakma olanağı sunar.

Kaynakça

Aristoteles. (M.Ö. 4. yüzyıl). Metafizik.

Bauman, Z. (2019). Akışkan Modernite. Can Yayınları.

Jung, C. G. (2020). İnsan ve Sembolleri. Kabalcı Yayınları.

Taylor, C. (2020). Modernliğin Sıkıntıları. Ayrıntı Yayınları.

Tönnies, F. (2019). Cemaat ve Cemiyet. Vakıfbank Yayınları.

Dergiler