Eskiden anne, baba, yakın çevre ve diğer bazı organik uyaran ve eğitim araçları ile edindiğimiz bilgiler üzerine aile yaşantımızı organize edip aynı zamanda bunu diğer kuşaklara aktarıyorduk.
Şimdilerde anne-babanın ve diğer organik eğitim kaynaklarının zaman, ilgi veya nitel limitlerinin düşük seviyede seyretmesi, inişli -çıkışlı olması karmaşık hâle gelmesi gibi sebepler ile yan eğitim süreçleri kendini var etme imkânı bulmuştur.
Sadece eğitim kaynak çeşitliliğinde yan eğitim süreçlerin ortaya çıkması söz konusu değil tabii ki, aile ve evlilik süreçlerinde ortaya çıkan problemlere geleneksel yöntemler ile değil de daha teknik ve iç kaynakların dışında çözüm destek bulma talebi ve buna olan arz artmıştır.
Aile okulu ,evlilik okulu ve aile danışmanlığı süreç ve uygulamaları bunları doğrular niteliktedir.
2000 yıllarda İstanbul merkezli yerel yönetimlerin hizmet kalemleri arasında yer almaya başlayan bu tarz hizmet süreçleri artık tüm Anadolu’ya il ve ilçelere kadar yayılmış durumda. Bir kamu kurumu hizmeti olmaktan çıkıp özel kuruluşlar ile daha da kurumsallaşıp daha organize vaziyette ve en önemlisi sürekliliği olan bir hizmet dalı hlâine gelmiştir.
Bu durumun tercihli bir hizmet alma ihtiyacı olmaktan çıkıp ileride sıradan bir ihtiyaç gibi gündelik hayatın içerisinde yer alması muhtemeldir. Kaotik şehir yaşantısı ve diğer bazı sosyal problemler ve dijital çağın nimetleri(!) bu sürecin saikleri arasında gösterilebilir.
Bu tarz hizmetlerin yaygınlığı ulaşılabilirliğinin kolaylığı kadar kalite/ nitelik ölçütlerini somut araçlar üzerinden ölçülebilirliğinin mümkün olması hem hizmetin topluma nitel katkısı hem de bu tarz hizmet üreten özellikle de özel kuruluşlar nezdinde olası istismarların önüne geçilmesi açısından devlet denetiminin önemi ile birlikte öne çıkmaktadır.
Dergimiz “sosyoLOG” tarafından organize edilen “Aile Bahçesi Etkinlikleri” sanal eğitimleri de yukarda tanımlamalarını yaptığımız süreçlerde aileler için eğitim desteği anlamında panoramik anlayışta bir hizmet olarak sunulması gurur vericidir.
Aile ve evlilik kavramının son yıllarda artarak maruz kaldığı nitelik kaybı erozyon süreçlerinde eğitimin daha anne karnında iken başladığının bilincinde olarak; milli eğitim, geleneksel eğitim ve diğer modern sanal veya fiziki eğitim araç ve organizasyonlarının ağırlıklı olarak aile değerlerinin kutsallığı odaklı çalışmalar yapması gerekirken bunun da bir bilgi taşıyıcılığı yapan ansiklopedik zihin sahibi bireyler olarak değil de içselleştirme birlikte kalıcı davranış kalıpları oluşturacak şekilde tasarlanması ve uygulanması şarttır.
Sosyolog / Aile Danışmanı
Serkan Serhat SÜER
@serkanserhatsuer