Beni anlamazdı zaman,
Anlamadan dinlemeden büyütürdü...
Ben çiçek toplardım yemyeşil çimenlerde, o dizlerimi çürütürdü...
Salıncağım sallandıkça yetişirdim uçma hevesime, hevesimle yerlere çalar, düşürürdü...
Güldüm geçtim, kızmadım, her yıkılışın bir şahlanışı olurdu... Şahlandım dedikçe duruldum, büyüdükçe uysallaştım. O kız bahçesinde belirdikçe görmemek için gözümü kapardım...
Sanki büyükler eskiden beri büyüktü, çocuklar hep çocuk... Bilmiyorum, hangi zamanın içindeyim? Büyüdüm desem tutunamıyorum büyük meselelere. Çocuk desem değilim, sığmıyorum bildiğim hiç bir çocuk hikayesine....
Ne çabuk alışıyorsunuz, yeşilin sararışına nasıl böyle kayıtsız kalabiliyorsunuz?
Zamandan hızlı koştunuz, zaman sizden hızlıydı, yaraladı... Acımazsızca çizdi yüzlerimize geçmiş hatıraları.
Bu yolculuğun sırrı belki susmak, susup olanı biteni seyre dalmak...
Seyir defterimden zamanı çıkarıp saçımda sakalımda saklanan bir çocuk olmak...