SAĞLIK ÇALIŞANLARI ÜZERİNDE COVİD-19 ETKİLERİ

              

                         

 

           

     Coronvirüsler, hayvanlarda ve insanlarda hastalığa sebep olan büyük bir virüs ailesidir. Daha öncede ortaya çıkmış olan Ortadoğu  Solunum  Sendromu (MERS) ve Şiddetli Akut Solunum Sendromu (SARS) gibi şiddetli hastalıklara neden olan da Coronavirüs çeşitleridir. En son ortaya çıkan Coronavirüs çeşidi COVİD-19 bulaşıcı hastalık olarak literatüre girdi.

     Coronavirüs (COVİD-19) ilk olarak Aralık 2019’da Çin’in Wuhan kentinde hayvan pazarında küresel olarak tüm dünyayı sardı. Bütün dünyada solunum yollarını hedef alan bu hastalık çok sayıda ölümlere neden olmuştur.

      Bu salgın tüm insanları hem maddi hem manevi olarak etkilerken en çok da sağlık çalışanları üzerinde etkili olmuştur. Coronavirüs Hastalığı veya COVID-19 olarak adlandırılan Şiddetli Akut Solunum Sendromu’nun olası salgını hakkında ilk uyarıda bulunan kişi olan Dr. Li Wenliang, bir kahraman olarak anılıyor. Wenliang bu uyarısı nedeniyle yetkililerin tepkisiyle karşılaştı ve 7 Şubat 2020’de kendisi de COVID-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Koronavirüs Çin’de ve tüm dünyada yayılırken pek çok sağlık personeli virüse yakalandı veya virüs nedeniyle hayatını kaybetti. Sağlık personellerinin kahramanca çabaları salgını kontrol altına almada çok önemlidir(Aylaz, Yıldız, 2020:213). 

  1. Pandemi Dönemi:

     Dünya Sağlık Örgütünün Mart 2020’den itibaren pandemi ilan etmesiyle birlikte devlete, halka ve en çok da sağlık sektörü ve çalışanlarının üzerine büyük bir yük yüklendi. Daha çok hizmet, daha çok iş yükü ve daha çok mücadele etmeleri gerekti.

     Pandemi döneminde sağlık çalışanlarının daha yaptıkları işler; bir kişinin hayatını koruması, kurtarılması ve sürdürülmesi ile ilgili olduğu bulundukları iş ortamı doğası son derece streslidir. Bu durum düşünüldüğünde onların yaptıkları işler; psikolojik, sosyal, zihinsel ve iş ilişkileri açısından onlara ağır sorumluluklar yüklemektedir (Yüncü,Yılan 2020: 375). Sağlık çalışanları hiç alışık olmadığı kadar zor bir süreçle karşı karşıya kaldı.

  1. Sağlık Sistemi Dönüşümü:

     Coronavirüsün ortaya çıkmasından sonra dünyadaki birçok gelişmiş ülkelerde dahil sağlık sistemi olarak tam bir başarı sağlanamamıştır. Sağlık Bakanlığı, Dünya Sağlık Örgütü’ nün “21. Yüzyılda Herkes için Sağlık (Health for all in the 21st Century)” politikasını kararlı bir şekilde benimseyerek, 2003 yılında “Önce İnsan” sloganıyla Sağlıkta Dönüşüm Programını (SDP) başlattı. Bu programının başlatılması ile, 2003-2013 yılları arasında yapılan bütün reformlar bu program çerçevesi içinde yer aldı. Bu sağlık reformlar ile; herkesi kapsayan sağlık güvencesinin (universal health coverage) sağlanması, sağlığa erişimin artırılması, sağlık hizmeti sunumunun ve hasta memnuniyetinin iyileştirilmesi, sağlığa erişim bakımından ülkenin coğrafi bölgeleri arası farklılıkların ve sosyo-ekonomik eşitsizliklerin seviyesinin azaltılması hedeflendi (Akdağ, 2012).

     Türkiye’de vakanın görülmesiyle toplumsal kurum olarak tıp büyük bir önem arzetmiş sağlık çalışanları bu süreçte başarılı bir performans sergileyerek medyada kahraman olarak bahsedilmiştir.

  1. Sağlık Çalışanları  ve Kaygı Sebepleri

     Sağlık çalışanları covid-19 dönemiyle çok zor bir süreçten geçmektedir.

‘’Bakım taleplerinde artış ve zorunlu koşullar:   Bu dönemde çok sayıda insan hastalık için başvururken, sağlık personeli yetersiz kalabilir. Sağlık çalışanları, kendisinin hastalanması, mevcut olan hastalıkları nedeniyle yüksek risk grubunda yer alması veya ailesindeki hastalanan kişilere bakmak zorunda kalması durumunda çalışamayabilir.

Sürekli enfeksiyon riski: Hastalığa yakalanma, aileye, arkadaşlara ve diğer çalışanlara bulaştırma riski bulunabilir.

Ekipman zorlukları: Ekipmanlar rahat olmayabilir, hareket etmeyi ve iletişimi sınırlayabilir. Bazı ekipmanların faydası belirsiz olabilir. Artan ihtiyaç ve bazen gereksiz kullanımın bir sonucu olarak yetersiz sayıda ekipman bulunabilir.

Tıbbi bakımın yanı sıra ruhsal destek sağlamak: Sağlık personeli için bu korkutucu hastalığa sahip hastaların hissettikleri yoğun sıkıntıları yönetmek giderek zorlaşabilir. Salgın ortamlarında ruhsal sıkıntı: İhtiyacı olanlara yardım etmek hepimize iyi gelebilir ancak bu zorlu ortamda çalışanlar da korku, keder, hayal kırıklığı, suçluluk, uykusuzluk ve bitkinlik yaşayabilirler (Türk Psikiyatri Derneği, www.psikiyatri.org.tr).

  1. Covid-19 Sağlık Çalışanları Açısından Psikolojik, Fizyolojik ve Sosyolojik Etkileri:

     i. Psikolojik etkileri: Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlık çalışanları psikolojik olarak olumsuz etkilendiler. Sağlık çalışanlarının psikolojik olarak yükü ağırlaştı. Servislerin doluluğu, sürekli hasta akışı, hastaların çalışanlara muhtaçlığı, hastaların çalışanlarla iç içe olması, hastaların sağlık çalışanları ile beraber karantinası, sağlık çalışanlarının ailesiyle ve toplumsal olgularla yabancılaşması vs. sayılabilecek daha çok nedenden dolayı psikolojik olarak çalışanları stres altına sokmuştur.

     En önemli psikolojik stres de sağlık çalışanlarına uygulanan şiddet oldu. Hasta yakınlarının aileleri tarafından, yeterli hizmet alamamaktan ya da nadiren de olsa değişen rol çatışmasından dolayı sağlık çalışanlarının yüksek stres düzeyi nedeniyle onların hastalara veya yakınlarına saldırması ile ilgili bir çok durumlara medya aracılığıyla şahit olduk. Dünya geneline ve Türkiye’ ye genel anlamda bakacak olursak istatistiklere göre sağlık çalışanları daha çok saldırıya uğramakta.

     Üsküdar Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen Türkiye’nin en geniş katılımlı araştırması, sağlık çalışanlarının kaygılarını açıkça gözler önüne serdi. 81 ilde 897’si sağlık çalışanı olmak üzere 6 bin 318 kişinin online olarak katıldığı araştırmada şiddet korkusu diğer kaygıların önüne geçti. Araştırmaya katılanların yüzde 82’sinin Covid – 19 sürecinde sağlık çalışanlarına yönelik düşüncelerinin olumlu gelişmesine karşın çalışanların kendilerine ve meslektaşlarına yönelik şiddetten korkma oranı yüzde 55 olarak ortaya çıktı. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, araştırma sonuçlarında kendilerini en çok şaşırtan bulgunun sağlık çalışanlarının koronavirüsten çok şiddetten korkmaları olduğunu söyledi(www.npistanbul.com/Koronavirüs/sağlık-çalışanları-koronavirüsten-çok- şiddete-uğramaktan-korkuyor, e-Koronafobi).

     ii. Fizyolojik etkileri: Sağlık çalışanlarını etkileyen en zor durumlardan biri de koruyucu ekipman kullanımıdır. Bu ekipmanlar; maske, sperlik, koruyucu gözlük, önlük, tulum vs. Risk altında olan sağlık çalışanlarının bu ekipmanları kullanmak zorunda kullanmadığı durumda enfekte olma riski yüksektir. Ekipmanların kullanımı zor olmaktadır hem yeterli hava alma açısından hem de hareket açısından işleri zorlaştırmaktadır. Ekipmanların kullanımı sonrası yüzde ve vücutta deformasyonlar meydana gelmektedir. Biyolojik acılara maruz kalmaktalar. Ayrıca bu ekipmanların kullanımı her ne kadar sağlık çalışanlarını zorlamış olsa da özellikle kadın sağlık çalışanları aileleri için bulaş riskini azaltığından genel olarak depresyon, anksiyete ve stres düzeylerinde düşüş gözlemlenmiştir (POLAT, COŞKUN, 2020:51-58).

     iii. Sosyolojik etkiler: Sağlık çalışanları toplumsal olgu olarak tıbbın üyeleri ve toplumun sosyolojik olarak birer parçasıdır. Her bireyin toplumda ayrı rolleri var. Kurum dışında sağlık çalışanları, anne, baba, evlat, akraba, arkadaş vs bağlarla toplumun birer oluşumudur. Covid-19 dan dolayı insanlar arasında rol çatışması ve yabancılaşmayı en derinden yaşayan kesim sağlık çalışanlarıdır. Ailelerine bulaş sebebi olmamak adına ailelerinden uzak kalmaktadır. Sevdikleriyle, evlatlarıyla sadece  telefonla iletişim kurup otellerde ve hastanelerde ikamet etmektedirler. Evlerinde kalanlar ise Covid-19 bulaşma riski nedeniyle çocuklarına yaklaşamamak, onlarla yakın temas halinde bulunamamak, hatta ev ortamında bile sürekli olarak koruyucu maske kullanmak zorunda kalmak çocukları ile aralarında uzaklaşma sebebidir.  Aynı tehlike sebebiyle bakıma veya desteğe ihtiyaç duyan ana, baba ya da diğer aile büyükleriyle ilgilenememek gibi zorluklarla karşı karşıya kalmakta ve sosyolojik yönden olumsuz etkilenmektedirler. 

   

 

 

    

     

 

  

      

 

                                                       KAYNAKÇA:

  1. Prof. Dr. Rukuye Aylaz, Dr. Öğr. Üyesi Erman Yıldız (2020) YENİ KORONAVİRÜS HASTALIĞININ TOPLUM ÜZERİNE ETKİLERİ VE HEMŞİRELİK YAKLAŞIMI     
  2. Volkan YÜNCÜ, Yunus YILAN Iğdır Üniv Sos Bil Der/ Novemvber 2020 Araştırma Makalesi  sf:375
  3. Akdağ R. (2012). Turkey Health Transformation Program Assessment Report (2003-2011). T.C. Sağlık Bakanlığı  
  4. www.psikiyatri.org.tr Türkiye Psikiyatri Derneği, Hekimler ve Sağlık Çalışanları İçin Covid-19 ve Korkusuyla Başetme Rehberi
  5. www.npistanbul.com,e-Koronafobi/Korona virüs Rehberi
  6. POLAT POLAT, Ö,COŞKUN, F, 2020, Batı Karadeniz Tıp Dergisi, Arşiv Cilt 4. Sayı 2. Sf:51-58, www.dergipark.org.tr
  7.  

 

Yorumlar
Henüz Yazıya Yorum Yapılmamış. İstersen İlk Yorumu Sen Yapabilirsin.
Yorum Yaz
SEFA NUR GÜRSUL
Merhaba, ben SEFA NUR GÜRSUL

Yazımı beğendiyseniz ne mutlu, sosyal medyada paylaşarak dergimize katkı sağlarsanız çok memnun oluruz.

Kategoriler
Sosyoloji Gündeminden Anında Haberdar olun.

Bültenimize Üye Olarak yayınlardan ilk siz haberdar olabilirsiniz