İŞ ÖZEL HAYAT DENGESİZLİĞİ EKSENİNDE AİLE

  • Sosyologca Bakış Kategorisi
  • 21 Ekim 2021 Perşembe Yayımlandı
  • 781 Kez Okundu
İŞ ÖZEL HAYAT DENGESİZLİĞİ EKSENİNDE AİLE

www.sosyologdergisi.com

     İş ve Özel Hayat Dengesizliği Ekseninde Aile

Yaşamın modern dünyada ki işleyişinde ihtiyaçların her geçen gün yeniden belirlenmesini zorunlu kılarken bu belirlenen ihtiyaçlara ulaşmanın daha çok çalışma ve efor sarf edileceğinin mesajını bizlere vermektedir. Bu nedenle de iş özel hayat dengesizliğine dair ciddi çıktılar bize sunulmaktadır. İş özel hayat dengesinin oluşmasında ki temel yaklaşımı şöyle ifade edilebilir; iş hayatının beklentileri ile ortaya çıkan, kazanım için ayrılan makul zaman ve özel hayat için ayrılması gereken makul ve mümkün zaman dilimleri. Bunlar birey ve birlikte hayat sürdürenlerin ciddi disiplinize etmesi gereken olgular olarak hep hayatımızda ve hep karşımızda duracaktır.  

İş ve aile yaşamı dengesi, hem iş hem de aile alanlarını etkin olarak katılımın sağlanması ve her iki alanın taleplerinin karşılanması olarak da tanımlanabilir.

İş dünyasında gerek erkekler olsun gerekse de kadınlar olsun iş ve özel hayat dengesizliğinin faturalarını evde çatışma ile ödemektedirler. İşten eve geç gelişler, işi eve getirmeler gibi olgularla oluşan dengesizlik çocukları da etkilemektedir. İşten geç gelen ve çocukları ile yeterli zaman geçirmeyen bir babanın çocuklar üzerinde rol model olamayışı çocukların öz güven ve hayat kalitesini de etkilemektedir. Yine aynı eksende evde ki eşine karşı yeterli vaktin ayrılmaması evde ki beklentileri karşılayamamasına neden olup çatışma ve gergin ortamların oluşması demektir. Bu yönüyle meseleyi ele aldığımızda modern dünyanın işimiz üzerinde ki etkisini daha iyi anlamış olacağız.

Yine kadınların özellikle iş yerindeki ve aile yaşamındaki rol ve görevlerini dengeleyememesi, diğer bir deyişle iş-aile yaşamı dengesini kuramayışı kadınlarda, stres, kendine güven eksikliği, verimsizlik, memnuniyetsizlik, mutsuzluk ve depresyon gibi psikolojik sorunlara neden olmaktadır. Bu çatışma, kadınların hayat kalitesini düşürdüğü gibi, hem zihinsel açıdan yorgunluk ve sıkıntılara neden olmakta hem de ekonomik açıdan eksikliğe neden olmaktadır. Özellikle kadınların bu dengeyi kuramayışı mutsuz, memnuniyetsiz ve verimsiz bireylerin yetiştirilmesi ve gelecekte sağlıksız bir toplumun oluşması anlamına gelmektedir. Bu yüzden sağlıklı bir toplumun devamı içinde özellikle kadınların iş ve aile yaşamı dengesini oluşturması önem taşımaktadır.

İş ve aile yaşamı dengesini açıklamaya yönelik bir teori Clark (2000) tarafından “İş-Aile Sınır Teorisi” olarak geliştirilmiştir. Teoriye göre, kişilerin iş dünyası ve aile dünyası olmak üzere iki dünyası vardır. Çalışan kişilerde bu iki dünya arasındaki sınır geçicilerdir. Kişiler günlük olarak bu sınırlardan geçerler. Kişiler bulundukları çevreleri şekillendirdikleri gibi, onlar tarafından da şekillendirilirler. Teori çalışan kişilerin bu iki dünya arasındaki geçişlerinde denge sağlanmasını açıklamaya çalışmaktadır. Çünkü sınır geçici olan bireyler her geçtikleri dünya için kendilerini şekillendirmek ve uyumlaştırmak durumunda kalmaktadır (Clark, 2000). Sınır teorisinde;

 · ev ve iş olarak ayrılan alanlar

 · sınırlar

· sınır geçiciler

· sınır koruyucular bulunmaktadır (1-Clark sınır teorisi)

Sınır teorisindeki temel alanlar iş ve ev alanlarını ifade etmektedir. İki ayrı dünya olarak ifade edilen bu alanlar zaman zaman birbirleri ile uyumlu olmak yerine çatışabilir. Bu noktada iş ve aile yaşamı çatışması ortaya çıkmaktadır. Çatışma iki alan arasındaki temel amaç uyumsuzluğundan da kaynaklanabilmektedir. Çalışan kişiden beklenen iş alanında sorumluluk sahibi ve yetenekli olmak, ev alanında ise sevgi dolu, şefkatli olmaktır. Bu noktada ise, dengeyi sağlayabilmek için gerekli olan temel nokta, bütünleşmek yerine bölünmeyi gerçekleştirebilmektir. Dolayısıyla iş ve ev alanlarını ayırmak yani sınır koymak ikisi arasında bir sinerji yaratacak ve denge sağlanacaktır. Bu iki alan arasında da sınırlar vardır. Üç çeşit sınır bulunmaktadır. Bunlar, fiziksel sınır, zamansal sınır ve psikolojik sınırlardır. Sınırlar geçirgendir ve yayılma özelliği gösterirler. Örneğin olumsuz duygu ve davranışların evden işe ya da işten eve yayılma göstermesi gibi. Aynı zamanda sınırlar esnektir. Sınırlar arasında geçirgenlik ve esneklik meydana geldiğinde, sınırların bulanıklaşması ile kaynaşma söz konusu olur. Her iki alanda farklı sorumlulukları olan kişiler günlük olarak bir alandan diğer alana geçen sınır geçicilerdir. Sınır geçicilerin bulundukları alanlarda ise, sınır koruyucu üyeler vardır. Sınır geçicilerin alanları üzerinde sınır koruyucuların önemli etkisi bulunmaktadır. Son zamanlarda iş ve aile alanları, modern çalışma şekilleri ve paylaşılan bilgi teknolojilerinden dolayı da daha sınırsız hale gelmiştir. Yine iş ve özel hayat dengesine dair söyleyeceğimiz önemli yaklaşımlardan biri de her geçen gün esnek çalışma (işi evden yürütme ) gibi durumlarında sınırları bulanıklaştırmakta ve sorunları ortaya çıkarmaktadır. Günümüzde değişen şartlar; teknolojinin iyice gelişmesi dijitalleşme çalışma hayatında da bir takım değişikliği gerekli kılmış ve bu çalışma hayatına adapte olma sorunu bir tarafa, bu yeni durumun getirdiği şartların iş- özel hayata olan olumsuz etkisi de cabası olmuştur. Burada önerebileceğimiz yaklaşım ise şunlar olmalıdır.

  1. Yaşamımıza dair gerçek ihtiyaçlarımızı belirleme
  2. Yaşamımızda bizleri rahatsız edebilecek işlerin tercihine dair yaklaşımımıza dikkat etme
  3. İş ve özel hayat sınırlarını mümkün olduğunca korumak
  4. Belirlenmiş özel hayat takviminizi oluşturma
  5. İşlerinizi ve özel hayatınızı en önemliden en önemsize doğru tasnif edin
  6. Çocuklarınızla konuşun (istişare nitelikli)
  7. Spor aktivite yapmak zinde kalmanıza yardımcı olacaktır.
  8. Kısa da olsa farklı mekânları gezin

İş ve özel hayat ekseninde ki dengesizliğin tüm hayatımızı etkilediğini söylerken buna dair dengeli hayatı inşa edenlerin daha başarılı daha huzurlu sürdürülebilir bir hayat yaşayabileceği düşünülmektedir.

                                                Necdet Topcu

 

Kaynak: 1-(Voydanoff, 2005 ve Agosti ve ark., 2015).

Son Güncelleme Tarihi :
Yorumlar
Henüz Yazıya Yorum Yapılmamış. İstersen İlk Yorumu Sen Yapabilirsin.
    Yorum Yaz
Yazı Paylaş
Kategoriler
Sosyoloji Gündeminden Anında Haberdar olun.

Bültenimize Üye Olarak yayınlardan ilk siz haberdar olabilirsiniz